n
n n 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü
n n için her kesimden gelen iyi dileklere baktığımda;
n n bir yandan sevindim, diğer yandan da üzüldüm...
n n Sevincim; bunca yozlaşmaya rağmen
n n gazetecilik mesleğinin toplum gözündeki
n n tartışılmaz saygın yeri içindi...
n n Üzüntüm ise böylesine bir desteğe
n n rağmen 10 Ocak 1961 tarihinde kazanılan
n n haklar konusundaki teslimiyetçi tavrımızdı...
n n Elbette bu tavrın temelinde,
n n birlik ve beraberlik duygusu içinde
n n dayanışma refleksimizi kaybetmemiz yatıyordu...
n n Çünkü, herkes kendi derdine düşmüştü...
n n Birkaç gazete patronu, taşeronlaştırma
n n operasyonunu başlatıp, sendikalardan istifa edilmesini istediğinde;
n n noter kuyruklarına önce kimler girdi dersiniz?..
n n Bizlere; demokrasi, insan hakları,
n n hak-hukuk ve emekten söz eden ağabeylerimiz...
n n Çaresizliği kabul ediyorum ama
n n yalandan da olsa ayak diretmediler...
n n O dönemlerde sendikanın da çok masum
n n olduğunu söyleyemem...
n n Bu süreç, aynı zamanda da
n n ücret sendikacılığının çöküşüydü...
n n Başkalarının hakları için direnen; sayfa sayfa haberler yapan
n n gazeteciler, kendi meselesinde yük taşıyan motosikletçi (triportör) kadar
n n olamamıştı...
n n Onların bile bir odası vardı...
n n Bugün için bizlere güzel dileklerini sunan
n n ve ziyaretlerimize gelen herkese teşekkür ediyorum...
n n Nostajik bir anlam taşıyan
n n 10 Ocak ta, bizlere birlik ve beraberlik
n n gerçeğinin kaçınılmazlığını bir kere daha hatırlatmış oldular...
n