Bu el, kimin eli böyle?..
Dokunduğunda gündem değişiyor ve
içimiz daralıyor...
Oysa, 12 Haziran akşamı Başbakan Tayyip Erdoğan ın
balkon konuşmasıiçimizi ısıtmıştı...
Gergin günler geride kalacaktı...
Başbakan bunun için çok önemli bir adım atarak;
siyasetçiler ile gazeteciler hakkında açtığı davalardan vazgeçip,
helalleşmişti...
Liderler arasında da uyum konusunda
bir sıkıntı yoktu ve birbirlerine sıcak
mesajlar veriyorlardı...
Ne olduysa oldu ve BDP destekli
Hatip Dicle nin milletvekilliğinin düşürülmesinin
ardından Demokratik Toplum Kongresi nden
tehditkar bir açıklama
ajans bültenlerine düştü...
Haberde, ortaya çıkacak kaostan
hükümetin sorumlu tutulacağı belirtiliyor...
Ne alakaysa...
Eğer hükümet bu işin arkasında olsaydı,
daha işin başında
YSK nın bazı BDP destekli bağımsız adaylarla ilgili
görüşünü
eleştirir miydi?..
Hatip Dicle nin seçime
girmesini engeller,bu iş öyle veya böyle biterdi...
Diğer yanda,CHP li Haberal ve Balbay ile
MHP li Alan ın durumları...
Mahkemeden bugün tahliye
kararı çıkmazsa ne olacak?..
Onlar da eleştiri oklarını
hükümete fırlatacak...
Yeni Anayasa için partilerin birbirine
yakınlaştığı bir ortamda;
o el, yine ortaya çıktı...
Yine dokundu,
yine işler karıştı...
Allah bu devlete ve millete zeval vermesin!..