Ne kadar eleştirilirse eleştirilsin ne denli kamuoyunda aleyhlerine
haber yapılırsa yapılsın; sendikalar demokrasinin olmazsa
olmazı dır.
Elbetteki yeteneksiz, görevini kötü kullanan, lüks yaşamları ile
kamuoyunun dikkatini çeken, eleştiriyi hak eden, işçinin değil,
işverenin yanında olan sarı sendikacılar var.
Sayıları oldukça az olan, bu tanımlamaya giren sendikacıları örnek
alarak tüm sendikaları, emekçinin hakkı için olanca gücüyle koşuşturan
yöneticilerini toptan suçlamak, doğru bir yaklaşım olamaz.
Elbette ki işçiye, memura yakışmayan bu tür sendikacılar, er veya geç
tabanı tarafından cezalandırılıyor, görevine son veriliyor. Üst
yönetimdeki olumlu veya olumsuz davranışlar, üyeler, delegeler
tarafından çok yakından izleniyor.
Sadece sayıları çok az olan bu tür sarı sendikacıların yanı sıra,
yasalardaki kısıtlamalar, taşeronluğun yaygınlaşması, işverenin,
belediyelerin veya hükümetin işçiye, memura kendine yakın sendikaya
üye olmasını dayatması, özgür iradesine ipotek koyması sendikal yaşamı
olumsuz etkiliyor.
Hükümete yakın Memur-Sen ile belediyelerde örgütlü Hak-İş in son
yıllardaki üye artışı bu anlamda dikkat çekici.
Sendikal yaşamdaki bu olumsuzluktan ötürü her yıl haziran ayında
İsviçre nin Cenevre kentinde gerçekleştirilen Uluslararası Çalışma
Örgütü (ILO) toplantılarında ükemiz mercek altına alınıyor,
kısıtlamaların kaldırılması için zaman zaman uyarılıyor.
Son aylarda yasalardaki aksaklıkların giderilmesi, özellikle de
işkolunda barajın yüzde 1 e indirilmesi, noter yerine e-bildirge ile
sendikalara üye olunması gibi bazı düzenlemelerin hayata geçirilmesi
olumlu bir adım olarak değerlendirilebilir.
Ancak bu adımlar sorunları tamamıyla çözmez.
Özgür bir sendikal yaşam için, taşeron işçilik ile işkolu barajının ve
grev kısıtlamalarının tamamen kaldırılması gibi iyileştirici diğer
yasal düzenlemeler de hayata geçirilmeli.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre, ülkemizdeki 12
milyon 287 bin 238 kayıtlı işçinin sadece 1 milyon 189 bin 481 i
sendikalara üye bulunuyor.
Sendikalaşma oranı yüzde yüzde 9.68, yüzde 10 bile değil.
Mevcut 140 işçi sendikasından 49 u yüzde 1 olan işkolu barajını aşarak
toplu iş sözleşmesi yapabilecek. Geriye kalan 91 i barajı
aşamadığından eli kolu bağlı oturuyor, toplu iş sözleşmesi yapamıyor.
Memur sendikalarının durumu işçi sendikalarına göre bir hayli iyi.
Yine bakanlık verilerine göre, toplam 2 milyon 270 bin 558 memurun 1
milyon 589 bin 964 ü sendikalı.
Memurların yarıdan fazlası sendika üyesi.
Bunda kuşkusuz toplu iş sözleşmesi ile üye memurlara ayrı bir ödeme
yapılması önemli bir etken.
Bazı maksatlı çevrelerce öcü gibi gösterilse, karalanmaya çalışılsa da
sendikaların varlığı, sendikal yaşam çıtasının yüksekliği, çalışanlar
kadar ülkeye, demokrasiye de olumlu yansıyacaktır.
Sendikalara öcü kurumlar gibi bakılmamalı, aksine sendikalaşma özendirilmeli.