Son yıllarda konut fiyatlarındaki hızlı artış ve kira bedellerine ilişkin yaşanan belirsizlikler, kiracı–ev sahibi uyuşmazlıklarını Türkiye’nin gündeminin en üst sıralarına taşıdı. Birçok ev sahibi, uzun yıllar önce sözlü anlaşma ile kiraya verdiği veya eski usulle düzenlenen basit kira ilişkilerinde büyük sorunlar yaşamaya başladı. Özellikle “Sözleşme yok kiracı evden çıkmıyor” şikâyeti ülkede yaygın şekilde duyulan bir problem haline gelmiş durumda.
Ekonomik koşullar, kiralık konut arzının sınırlı olması ve yeni kira bedellerinin yüksek seviyelere ulaşması, bazı kiracıların mevcut kiralarını kaybetmemek için tahliye taleplerine karşı direnç göstermesine neden oluyor. Bu durum, ev sahiplerini hukuki süreçlere yöneltirken, tahliye davalarında belirgin bir artış meydana geldi.
Sözleşmesiz Kira İlişkilerinde Uyuşmazlıklar Çoğaldı
Uzun yıllar boyunca kira sözleşmelerinin yazılı yapılmadığı veya yalnızca bir “kira defteri” ile sürdürüldüğü bölgelerde bugün büyük anlaşmazlıklar yaşanıyor. Yazılı bir sözleşmenin bulunmaması, tarafların haklarını ortadan kaldırmasa da tahliye sürecini daha karmaşık hale getiriyor.
Sözleşmesiz kira ilişkilerinde kiracının kira ödemelerini düzenli yaptığını iddia etmesi, ev sahibinin tahliye talebine karşı direnmesini kolaylaştırıyor. Daha da önemlisi, kira sözleşmesinin yazılı olmaması kiracının “belirsiz süreli kira” kapsamında korunmasına yol açıyor. Bu nedenle ev sahiplerinin tahliye talepleri, belirli hukuki şartlara bağlanıyor.
Mahkemelerde Tahliye Dosyaları Yığılıyor
Sulh hukuk mahkemelerinde açılan tahliye davaları son iki yılda ciddi artış gösterdi. Özellikle sözleşmesiz kiracılarla ilgili uyuşmazlıkların artması, mahkemelerin duruşma takvimlerini zorladı. Bazı adliyelerde tahliye duruşmalarının aylar sonrasına verildiği görülüyor.
Ev sahipleri, yalnızca yazılı sözleşme eksikliği nedeniyle tahliye taleplerinin geciktiğini belirtirken, kiracılar ise uzun yıllardır oturdukları konutlarda aniden yüksek kira talepleri ile karşı karşıya kaldıklarını ifade ediyor. Bu çekişme, konut piyasasında tansiyonun giderek yükselmesine yol açıyor.
Tahliye İçin Hangi Yollar Mevcut?
Sözleşmesiz kira ilişkilerinde ev sahiplerinin takip edebileceği birkaç hukuki yol bulunuyor. Bunların başında ihtiyaç nedeniyle tahliye, yeniden inşa–imar amacıyla tahliye, kira ödememe nedeniyle tahliye ve belirsiz süreli kira ilişkisinin feshi geliyor.
Belirsiz süreli kira ilişkilerinde, ev sahibi kanundaki kira yıllık dönemlerini takip ederek fesih bildirimi gönderebiliyor. Ancak fesih bildiriminin belirli bir süre önceden yapılması gerekiyor. Bu nedenle birçok mülk sahibi tahliye sürecinin uzun sürdüğünden şikâyet ediyor.
Bazı durumlarda ev sahiplerinin, çözüm bulmak amacıyla kiracılarla anlaşma yolunu tercih ettiği görülüyor. Ancak kira bedellerindeki yüksek artışlar nedeniyle kiracıların bu tekliflere sıcak bakmaması uyuşmazlıkları daha da büyütüyor.
Tahliye Sürecini Uzatan En Büyük Sorun: Belgeler
Sözleşmesiz kira ilişkisinde ev sahibinin en büyük dezavantajı, kira ilişkisinin başlangıcına ve şartlarına ilişkin resmi bir belge bulunmaması. Kira ödemelerinin elden yapılmış olması, tarafların iddialarını kanıtlama sürecinde sorun yaratıyor.
Bu nedenle uzman çevreler, hem kiracıların hem de ev sahiplerinin kira ödeme belgelerini, para transfer dekontlarını ve iletişim geçmişini saklamalarının büyük önem taşıdığını belirtiyor. Aksi halde dava süreci daha karmaşık ve uzun hale gelebiliyor.
Kiracılar Tahliyeye Neden Direniyor?
Ekonomik koşullar, kiracıların tahliyeye direnç göstermesindeki en önemli faktörlerden biri. Son dönemde kira bedellerindeki artış, kiracıların yeni bir ev bulmasını zorlaştırıyor. Aynı semtte ya da benzer özelliklerde bir ev tutmak çoğu zaman mevcut kira bedelinin çok üzerinde maliyet gerektiriyor.
Bu nedenle kiracılar, tahliye taleplerine karşı farklı hukuki gerekçeler öne sürebiliyor. Özellikle belirli süreli bir sözleşme yoksa, kiracılar korunmuş pozisyonda olduğu için tahliye süreci daha yavaş ilerliyor.
Ev Sahipleri Alternatif Çözüm Arayışında
Tahliye davalarının uzun sürmesi, ev sahiplerini alternatif yollar aramaya yöneltti. Son yıllarda en çok merak edilen arayış ise “Kiracıyı tahliye etmenin en kolay yolu” sorusu etrafında şekilleniyor. Ancak hukuken geçerli tek “kolay yol”, tarafların anlaşmasıyla tahliye protokolü yapılması. Bunun dışında tahliye, yalnızca yasal gerekçeler çerçevesinde mümkün olabiliyor.
Ev sahiplerinin mahkeme dışı baskı yöntemlerine başvurması ise suç oluşturuyor. Bu nedenle tek güvenli yol, yazılı süreçleri takip etmekten geçiyor.
Kira Piyasasında Normalleşme Beklentisi
Ekonomik şartların dengelenmesiyle kiracı–ev sahibi ilişkilerinde de bir normalleşme beklentisi bulunuyor. Piyasada yeni konut üretiminin artması, kira bedellerindeki aşırı yükselişin dengelenmesi ve kira sözleşmelerinin daha profesyonel hazırlanması, uyuşmazlıkları azaltabilir.
Ancak mevcut durumda tahliye süreçlerinin kolaylaşması ve anlaşmazlıkların azalması için hem düzenleyici adımlara hem de tarafların daha bilinçli hareket etmesine ihtiyaç olduğu vurgulanıyor.
KAYNAKÇA: https://baf.av.tr/kiraciyi-tahliye-etmenin-en-kolay-yolu/
https://baf.av.tr/kiraci-evden-nasil-cikarilir/