Bugün Bir Ocak 2015.
Tüm dünya büyük şenlikler, çılgın eğlenceler, erişilmesi ve anlaşılması güç dünya boyutunda heyecanlarla yılbaşını kutladı. Ve bugün Bir Ocak 2015.
Etkinliklere ve heyecanlara göre değerlendirme yaparsak herkes eğlenmiş ve gülmüş demektir.
Ağlayalım mı? Gülelim mi?
Yoksa Düşünelim mi?
Ya da külahımızı önümüze koyup geçmişimizin muhasebesini yaparak geleceğimizin sürprizlerini hiç düşündük mü?
Yıl, 2014’ten 2015’e…
Kaç tanıdığımızı ve dostumuzu kaybettik?
Ahretin ve Hakimler Hakiminin huzurunda hesap verilecek mahkemenin varlığına inanıyorsak aykırı davranışlarımızın ne kadarını düzelttik?
Zerre kadar iyiliğin ve kötülüğün değerlendirileceği bir gün için ne yaptık?
2015’e adım atarken bir yaş daha ihtiyarladığımızın farkında mıyız?
Ömrümüz zaman olarak takdir buyrulmuştur. Takdir edilen ömürden bir yılın eksildiğinin ve mezara bir adım daha yaklaştığımızın bilincinde miyiz?
2014 yılında kaybettiğimiz dostlarımıza 2015’te kendimiz dahil kimlerin katılacağını biliyor muyuz?
2014’te nice insanların sevdaları, umutları ve hayalleri gömülmüştür. Bizim sevdalarımız ve umutlarımız acaba 2015’te yaşayabilecek mi?
2015 yılında bizleri, ailelerimizi, akrabalarımızı, içinde bulunduğumuz çevremizi, milletimizi, dünya Müslümanlarını ve insanlığı bekleyen olumsuzluklar nelerdir?
İslam ülkelerindeki bu kan denizi kuruyacak mı?
Ülkemizdeki kardeş kavgası bitecek mi?
Evet, kendimize karşı açık ve samimi davranalım: Bunlara karşı ne yapalım? Ağlayalım, gülelim ya da düşünelim mi?
Geçmişe ağlayalım. Geleceğe umutla bakalım ve düşünelim. Düşünce yalnız biz insanlara özgü bir yetenektir. Düşüncesiz kurgunun ve umudun anlamı olmaz.
2014’te kayıplarımız varsa atalarımızın “Zararın neresinden dönülürse kardır” sözüne uyarak telafi edelim.
Müslüman’ın kaybı değil, umudu önemlidir. Umut, kayıplarımızı bazen kazanca dönüştürür. Bizler böyle bir imana sahibiz. Bazen kayıplarımızdan hayır doğar.
Miladi 2015 yılında nice hayırlar dileğiyle selam ve sevgiler…