18 Nisan 1992 günü Pamuk Geçidi'nde (Iğdır) pusu kuran PKK terör örgütü mensupları sivil ve silahsız 4 astsubayı şehit etmişti.4 kınalı kuzudan birisi Samsunlu idi.Al bayrağa sarılı naaşı Samsun'a getirildi.21 Nisan 1992 günüde cenazesi Samsun asri mezarlığındaki şehitlikte toprağa verildi.Zaman su gibi akıp geçti .Evladını şehit verdiğinde 50'li yaşlarda olan şehidin annesi Bedriye Hamlı, şimdi 80 yaşlarında .Ardına bıraktığı 80 yıllık bir ömür, çeyrek asırlık dilimi şehit acısı ile dolu .

Arife günü şehitlikte yaşlı bir şehit annesi düşünün. Her şehit annesi gibi o şehit annesi de şehidini hiç yalnız bırakmadı, bırakmıyor.Şehidinin acısı ile yüreği yanan o yaşlı annenin kendi bedenini her geçen gün taşımakta biraz daha zorlanmasına rağmen ,şehitlikte olması evladını hiç yalnız bırakmaması çok farklı bir duygu.O anneyi anlamak ,onun duygularına ortak olmak herkesin başarabileceği bir iş değil.O anneye ,'Şehitler ölmez' dediler. Şimdi o anne hiç ölmediğini düşündüğü mavi gözlü paşasını yüreğinin en güzel köşesinde yaşatıyor. Ama şehit evladı hep burnunda tütüyor.Onun kokusunu ,onun sıcaklığını hiç kaybetmek istemiyor.Çeyrek asırdır büyük bir özlemle ,büyük bir sabırla evladım diye dokunduğu tek şey bir mezara ait buz gibi bir mermer taşı. Hangi mezara ait bir mermer taşı bir evladın sıcaklığını verebilir? Ve onun sıcaklığını çeyrek asır saklayabilir? O hala evladımın sıcaklığını hissederim diye umut ediyor…Bir ömür ,evlat acısı ile sessiz sedasız geçiyor.Kimsenin farkında olmadığı ,kimsenin acımadan öte gidemediği bir hayat şehitlikte geçiyor. Vatan uğruna, millet uğruna, bayrak uğruna feda edilen bedelin can olduğunun farkında mıyız? Arife günü şehitlikte bir anne düşünün yaşı 80 olsun.Adı ister Bedriye,ister Ayşe,ister Fatma olsun ama anne olsun.Şehitlikte arife günü anne olmak,'Vatan sağ olsun ,Allah devlete millete zeval vermesin' diyebilmek fedakarlıkların en büyüğüdür.O annelere,o annelerin şehit evlatlarına minnet borcu duymayan var mıdır?Bu vatanda yaşayıp bu vatanda mal mülk edinen ,okuyan,meslek sahibi olan,ekmek kazanan ,bu vatanın havasını soluyan ,bu vatanda siyaset yapan ne kadar insan varsa hepsi empati yapsın.Bütün bunlar acaba kimin sayesinde elde ediliyor.Şu anda sadece şehit evladının mezar taşına dokunarak onun sıcaklığını hissetmeye çabalayan kaç anne var?Onlar acaba neyin bedelini niçin ödüyorlar?Bunu gerçekten sorguluyor muyuz?Yoksa hiçbir şeyin farkında değil miyiz?Arife günü şehitlikte bir anne var…Düşünürseniz çok şeyin kıymetini çok daha iyi anlarsınız.Ya düşünmezseniz,işte o zaman her şey anlamını yitirir.

Bundan 25 sene önce o anne şehit annesi değildi.Ama 25 senedir o anne artık bir şehit annesi.25 senede; 50 arife günü 50 bayramdır onun tek bildiği 'şehitlik 'mecburi hizmet gibi…O anne 'Değer miydi 'diye soranlara 80 yaşındaki şehit annesi 'Şehidim her şeye değer 'diyor…