Asr-i Saadet yönetiminden amacımız Peygamber(sav)'in bizzat başında bulunduğu Medine İslam Devleti yönetimidir.

Bu bir hayal olabilir mi?

Uygulanabilir olmasaydı Peygamberimiz(sav)'e emredilmezdi.

Peygamberimiz(sav)'in üç önemli görevlerinden biri de Devlet Başkanlığı görevidir.

Asr-i Saadet yönetimini Yalnız Peygamberimizin Medine dönemine özgü bir yönetim kabul edersek buna bağlı olarak da bir çok hükmü de yalnız o döneme hasretmek durumunda kalırız. İşte tarihsellik dediğimiz olay da bu olmuş olur.

Peygamberler görevlerini beşeri ölçüler çerçevesinde yerine getirmişlerdir.

Bu nedenledir ki, Asr-i Saadet yönetimi hayal değil, uygulanabilir bir yönetimdir.

Örneğin; Peygamber(sav), hiçbir zaman kişisel çıkarlarına göre hareket etmemiştir.

O, ganimet taksiminde kendisine ayrılanları, gerekli harcamalar yapıldıktan sonra hep fakirlere vermiştir.

Tevatürle(yalan üzerinde birleşmeleri mümkün olmayan kişilerin tesbitiyle) sabittir ki O, kendi eline geçen mal ve mülkün aile bireylerine yetecek kadarından fazlasını ihtiyaç ve sıkıntı içinde olanlara vermiştir.

O, ahirete göçerken çocuklarına, eşlerine ve diğer yakınlarına ne altın, ne gümüş ve ne de başka bir mal bırakmıştır. Taşınabilir menkullerini sadaka, gayrimenkullerini de vakıf olarak bağışlamıştır.

O, beyt'ül malden (hazineden) zaruri nafakalarının verilmesi hususunda hanımlarını ashabın eşleriyle bir tuttu.

O, halifelik makamını kendi soyundan veya yakınlarından birisine vasiyet etmedi.

O, kendi kabilesinin saltanat kurmasını istemedi.

O, yakınlarına dünya makamlarını istememelerini ve tayin edilmedikçe hakimlik sevdasında bulunmamalarını tembihlemiş ve halkın işlerini zaruret olmadıkça üzerlerine almaktan sakınmalarını tavsiye etmiştir.

Görüldüğü gibi yukarıdaki özellikler bugünkü devlet başkanları tarafından da fevkalade ve rahatlıkla uygulanabilir. Bütün mesele hakka teslim olabilmektedir.

Selam ve sevgi ile…