Bazı şeyler bol keseden atmakla olmuyor.
Hesabını-kitabını iyi bileceksin; ona göre hareket edeceksin.
Aksi takdirde Atatürk Havalimanının başına gelenler, her işinizde karşınıza çıkar.
Yazıya, bodoslama daldım gibime geliyor, o nedenle işe baştan başlayıp, anlaşılır bir biçimde yazmaya çalışayım.
Bilindiği gibi; bulunduğumuz 21. yüzyılda hava ulaşımı tüm dünyada büyük aşama kaydetti.
Biz de dünyaya paralel ayak uydurmaya çalışıyoruz ama asıl önemli olan altyapıyı dikkate almadan.
Durum böyle olunca en büyük sorun İstanbulda yaşanıyor.
Atatürk Havalimanı yetersiz kalıyor.
Gelen uçaklar asgari yarım saat dolaştıktan sonra sıra bulup meydana inebiliyor.
Ya giden uçaklar?
Onları hiç sormayın.
Bir saat meydanda uçuş sırası beklemeyen uçak yok gibi.
Yetkililere sorsanız pist yetersizliğine bağlayacaklar.
Siyasilerimize, hele hele iktidar cephesine sorsanız, diyecekleri Biz iktidar olduk. Herkesi uçurduğumuz için yığılmalar oluyor olur.
İşin aslı plansız-programsızlığımızdır.
Böyle giderse hava yolunu tercih edilir hale getirdiğimiz günümüzde toplumu hava yolundan uzaklaştıracağız.
Diyeceksiniz ki; İstanbuldan size ne?.
Bizi ilgilendirdiği için bu konuya değindim.
Bilindiği gibi Samsun-İstanbul hava sahil yolu ulaşıma açıldı.
Bu yol bir saat 20 dakikalık İstanbul süresini bir saat 5 dakikaya düşürdü.
15 dakika kazançlıyız.
Peki bu olabiliyor mu?
Maalesef!
Aksine süre uzadı ve yaklaşık iki saat oldu.
Nedeni, bir saat 5 dakikada ulaştığımız İstanbulda havalimanına asgari yarım saat dolaştıktan sonra inebilmemiz.
Bizim yaşadığımızı hemen hemen herkes yaşıyor.
Yani, Trabzonlusu, Ankaralısı, İzmirlisi, Adanalısı.
Avrupa yakasına acilen ikinci bir hava limanı gerekiyor.
Bu havalimanının yapılması hayli zaman alır.
O nedenle ikinci havalimanından önce, Atatürk Havalimanı pist sayısı artırılmalıdır.
Zira Atatürk Havalimanı en önemli sorunlar arasına dahil oldu.
Yanılıyor muyum, ne dersiniz?
Bize bu coşku yakışır, ya tepki?

Mustafa Kemal Atatürkün Kurtuluş Mücadelesini başlatmak üzere 19 Mayıs 1919da Samsuna ayak bastığı Tütün İskelesinde açılan 1919 metrelik dev bayrak, gençlerin ellerinde şehir turu attı.
Görsel bir şova dönüşen yürüyüşe ilgi büyüktü.
Bu tür gösteriler hassasiyetimizdir.
O nedenle önem verilmesi gerekir.
Hele hele 19 Mayıs Samsun için apayrı bir önem taşır.
Bu öneme binaen yapılanları gerekli olan olarak değerlendirmemiz gerekir.
Doğrusu yaşanan coşku, Samsuna yakışan coşkudur.
Ya tarihe karıştırılan ‘Sevgi Bayrağı?
O Samsuna hiç ama hiç yakışmadı.
Kaldıranlar tarihin kara sayfalarında mutlaka yerlerini alacaklardır.
Sevgi Bayrağının kaldırılması, önceki günkü coşkuya da bence leke sürmüştür.
Farklı yaratılmak istenen coşkunun ‘Sevgi Bayrağının tepkilerini dindirmeye yönelik olduğu şüphesini de bende uyandırdı.
Bu gün ‘Sevgi Bayrağına karşı çıkanlar, yarın önceki günkü coşkuya sınırlama getirir veya kaldırır.
Geçen hafta da ele almıştım; hassasiyetlerimizle oynanmanın yaratacağı sakıncaları.
Sakıncaları dahi görmezlikten gelmek, bildiğini okumak kimseye bir yarar sağlamaz, sadece hassasiyetlerine önem veren bu toplumu gerer.
Bu böyle biline.
Böyle abi tavsiyesi mi olur?

MHP İl Başkanı Abdullah Karapıçak, partisinin cumartesi günü yapılacak kongresinde aday olmayacağını açıkladı.
Açıklamayı yaparken de ‘Abi tavsiyesinde bulundu.
Bulunmasına bulundu ama adres göstererek.
Yani gönlündeki, destek verdiği ismi göstererek.
Durum böyle olunca tavsiyesi ‘Abiliğini yitirdi.
Olmadı Sayın Karapıçak.
Bu tavsiyeniz ne size, ne partinize, ne de destek verdiğiniz Recep Güleroğluna yarar sağlar.
Bu tür işaretler ters teper.
Örnek mi istiyorsunuz?
12 Eylül sonrası yapılan ilk seçimlerde Kenan Evren, Sunalp adres gösterince sandıktan Özal çıkmıştı.
Bu kongrede de adres gösterdiğiniz Recep Güleroğlunun yerine Hasan Aslan veya Şaban Kılıç çıkarsa şaşılmamalı.
Bizim insanımız bir yere kadar yönlendirilebilir, bir anda hür iradesini tercih eder.
Önceki gün İstanbulda TSYD kongresi vardı.
Kongreden iki saat önce mevcut başkan Esat Yılmaer favori, rakibi Naci Arkan ise hesap dahi edilmiyordu.
İki saat içinde hesap dahi edilmeyen sandıktan çıkarıldı.
Delegeler, en iyisini bilir, birilerinin gücü ile hareket edenlere sandıkta hayal kırıklığı yaşatır.
Bizden sadece hatırlatması.
Gülümse:
Değişti demesinler diye…

Her girdiği işte zarar eden Temel, nihayet son işinde başarılı olur, çok para kazanır.
Alacaklılar, Zengin oldun, ama hala borçlarını ödemiyorsun, nedendir? diye sorar.
Temel de, Zengin oldu da değişti, demesinler diye cevabını verir.
Yazlık sinemada….

Temel açık hava sinemasının birine müdür olmuş.
Bir seyirci gelmiş, Sigara içebilir miyim? diye sormuş.
Hayır demiş Temel.
Ama herkes içiyor diye üstelemiş seyirci.
Onlar sormadılar demiş, Temel.
Aforizma:
Adalmet topaldır, ağır ağır yürür, fakat gideceği yere er geç varır.
Mirabeau
Tarihte Bugün:
10 Mayıs 1847 : Bugünkü adı Danıştay olan Meclis-i Vala-yi Ahkam-ı Adliye kuruldu.

Fadime nine, Tonyanın en beğenilen ev hanımı.