Hatay cumhurbaşkanı anlatıyor:

'Hınçak Cemiyetine mensup ve davamıza hizmet etmiş olan Papaz Nuri Kiyan Efendi, çarşıdan dönerken bir muzip delikanlı başına su döker.

Papaz efendi haklı olarak üzülür.

Bu olayı Hatay mebusu Avadis Efendi yanıma gelip naklettiği zaman çok üzüldüm. Adliye vekilini davet ederek suçlunun kim olduğunu tespit ettirmelerini, kim olduğunu bilip bilmediklerini sorduğumda, ' Kayınbiraderiniz Kadir Beyin oğlu Hakkı Mürseloğlu'dur' dedi.

Büsbütün üzülerek, derhal yakalanıp gereken cezanın verilmesi ve Papaz efendiden de özür diletilmesi hususunu rica ettim.

Papaz efendi bu ilgiye memnun olmuş ve af dileyen gencin cezalandırılmamasını vekilden rica etmiş.

Papaz efendinin ricası üzerine vekil, yakalanarak hapsedilen genci serbest bırakmıştı.', T. Sökmen Hatıratı, Tarih k. Y.)

İşte TARİHİN ŞEHADETİYLE müthiş bir adalet örneği.

Peygamberimiz (sav) de bir hırsızlık olayında, 'kızım Fatıma da yapsa cezalandırırım' buyurmamış mıydı?

Müslümanlar daha dün denebilecek bir yakınlıkta, 'Hz. Ömer'in adaletinden' söz ederlerken, bugün adını dahi anmamaları çok manidar değil midir?

Dicle kenarındaki 'kuzudan kendilerini sorumlu tutanlar' bugün insanları bile hesap edememeleri, adalet erozyonunun bir başka görünümü değil midir?

Evet, 'illa adalet, illa adalet' demekten başka çaremiz yoktur.

Allah'ın, 'zulme meyletmeyiniz(ederseniz) ateş size yapışır, Allah'tan başka dostunuz olmaz, sonra da yardım olunmazsınız' fermanına kulak verelim, verelim de gücümüze aldanmayalım.

Selam ve sevgi ile…