Yaklaşık on sekiz milyon çocuğumuz eğitim-öğretime başlamıştır.

Bunların eğitim-öğretime başlamasından daha da önemlisi, nasıl eğitilecekleridir.

İlkokuldan lise son sınıfa kadar okuttuğumuz çocuklarımızın üzerinde birkaç sınav sistemi denenmektedir.

Eskiden bu tür sistem değişiklikleri genelde hükümetlerin değişmesine müteakip olurdu.

Artık bugün bu tür sistem değişiklikleri hükümetlerin değişmesini dahi bekleyemez duruma geldi.

Resmi ve gayriresmi eğitimcilerimiz artık sistem düşünemez duruma gelmişlerdir.

Sayın Cumhurbaşkanımızın ağzından TEOG kelimesinin çıkması bu sistemin derhal kaldırılma kararının verilmesine yetmiştir.

Hiç tartışmadan ve bu sistemin olumsuzluklarını konuşmadan, yerine gelecek sistemi tayin etmeden TEOG'u bir anda tarihin karanlık sayfalarına gömmüş bulunmaktayız.

Çocuklarımızın, velilerimizin ve eğitim yazarlarımızın bu yıl için yapmış oldukları bunca hazırlıklar, sarf edilen emekler, boşa mı gitmiş olacaktır?

18 milyon bizim için büyük bir güçtür.

Dünyanın birçok devletinde olmayan bu güç, rastgele bir şekilde heba edilmemelidir.

Ankara'da, Milli Eğitim Bakanı'nın öksürmesi 50 milyon insanın nezle olmasına yetmektedir.

18 milyon çocuğumuzun anne ve babasını hesapladığımızda yalnız 50 milyon değil 54 milyon insan yapmaktadır.

Bir de buna eğitimcileri ve eğitim yazarlarını ilave edersek, toplumun ne denli altüst olduğu aşikar olacaktır.

18 milyon çocuğumuzun geleceğini hazırlayan 1 milyona yakın eğitimcimiz var. Bunların çalışan sendikaları var. Peki, bunların söyleyecek bir şeyleri olmayacak mıdır?

Bu çocuklar bizimdir!

Bu ülke bizimdir!

En önemlisi, gelecek bizimdir!

Geleceğimiz bir günlük düşünce yoğunluğuna feda edilmemelidir. Bu çocuklarımızın kıymeti bilinmelidir.

Çocuklarımız siyasal gündemlere kurban edilmemelidir.

TEOG'un yerine inşa edilecek sistem popülist politikalardan uzak, çocuklarımızın geleceğini ve emeklerini güvenceye alacak bir sistem olmalıdır.

Selam ve sevgilerimle…