Emek verilmeden kazanılan başarılar pek uzun sürmez.
Ne iş yapılırsa yapılsın emekle elde edilmelidir. Kolay elde edilen başarılar insanı kararsız yapar.
Gelişmiş toplumlarda iş bölümü ve görev tanımlamaları tamdır. Bir yere emek sarfedilmeden gelinmez. Zaten önemli olan bir yere gelmek değil orada kalabilmek çok önemlidir.
Dünyanın neresinde olursa olsun kalıcı başarılar emek sarfetmeden oluşmaz. Hayatın her alanında durum böyledir.
Ulu bir kavak ağacının yanında bir kabak filizi boy göstermiş. Bahar ilerledikçe bitki kavak ağacına sarılarak yükselmeye başlamış. Yağmurların ve güneşin etkisiyle müthiş hızla büyümüş ve neredeyse kavak ağacı ile aynı boya gelmiş. Bir gün dayanamayıp sormuş kavağa :
Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?
On yılda... demiş kavak.
On yılda mı? diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak.
Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim bak!
Doğru demiş ağaç, Doğru!
Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgarları başladığında kabak önce üşümeye sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış.Sormuş endişeyle kavağa:
Neler oluyor bana ağaç?
Ölüyorsun demiş kavak.
Niçin?
Benim on yılda geldiğim yere iki ayda gelmeye çalıştığın için.
Emek sarfetmeden kolay başarı elde edilmiyor. Edilse de kalıcı olmuyor.
Bir amacın başarı limitini, kendi inancınız belirler.
Önce kendimize ve yaptığımız işi mutlaka başaracağımıza inanmalıyız.
Başarının anahtarı başarıya duyulan inançtır.
Biz, rüyalarımızla büyürüz.Bütün büyük insanlar yapmak ve ulaşmak istediklerinin rüyasını gören insanlardır. Bazılarımız rüyalarımızı öldürür ,bazılarımız da besler ve korur. Sonunda, güneşin aydınlığı ve ışık daima kendini gösterir.