“Eyvah Eyvah” serisindeki uyum ve başarılı oyunculukları ile beğeni, sempati toplayan Ata Demirer-Demet Akbağ ikilisi bu kez de “Niyazi Gül Dörtnala” ile yine izleyiciyi güldürüyor.
Ata Demirer, dizi olarak yayınlanan ve kariyerinin başlangıcı sayılan “Niyazi Gül” karakterini beyazperdeye taşıyarak seyircinin karşısına çıktı.
“Eyvah Eyvah” serisinde oluşturdukları samimiyet, uyum ve canlandırdıkları karakterlerle ayrılmaz ikili oluşturan Ata Demirer ile Demet Akbağ, “Niyazi Gül Dörtnala”da da kendilerine olan güveni boşa çıkarmıyor, seyirciye iki saate yakın hoşça vakit geçirtiyor.
İzmir’in şirin bir ilçesinde kendi halinde yaşam sürdüren, dedesinin ‘’Büyüyünce kravatlı baytar ol” nasihatını dinleyen veteriner hekim Prof. Dr. Niyazi Gül (Ata Demirer) bir yanda üniversitede ders verirken, diğer yanda da asistanı Hediye’nin (Şebnem Bozoklu) desteği ile deden kalma mucizevi formülün araştırmasını sürdürmektedir.
Niyazi Gül’ün mazbut yaşamı, atlarını yarıştırmak isteyen belalı ve kavgalı aşıklar Sultan Şahmerdan (Demet Akbağ) ile Rıza Kababoz’un (Levent Ülgen) Niyazi Gül’ün hayvanlara güç veren formülünü öğrenebilmek için ilçeye gelişi ile değişir.
Yaşamı değişen ve heyecan dolu olayların arasında kendini bulan Niyazi Gül, formülün eksik maddesini ararken hiç de ummadığı sürpriz maceralarla karşılaşır, kendisine gizliden gizliye sevdalı asistanı Hediye’yi Rıza’nın elinden kurtarmaya soyunur.
Ata Demirer filmlerinin gediklisi Hakan Algül’ün yönetmenliğini üstlendiği “Niyazi Gül Dörtnala” nın senaryosu Ata Demirer-Vedat Özdemiroğlu ikilisi tarafından kaleme alınmış.
Naciye karakterini canlandıran Ayşenil Şamlıoğlu bunun altından başarı ile kalkarken, rolü ile iflah olmaz hayvan sever “Panter Emel”e bir anlamda göndermede bulunuyor.
Ata Demirer sadece “Panter Emel” e değil, milli atlet Süreyya Ayhan Kop, rekor üzerine rekor kıran siyahi atlet Usain Bolt, gurme Vedat Milor’un da kulağını çınlatıyor.
Oyuncak Müzesi’nin kurucusu şair, yazar Sunay Akın’ın konuk oyuncu olarak yer aldığı filmde, Kevork Malikyan, Ferit Kaya da yan karakterleri canlandırıyor.
Ata Demirer-Demet Akbağ ikilisi hayvan severlerin fazlasıyla hoşnut kalacağı “Niyazi Gül Dörtnala” da “Eyvah Eyvah” serisi kadar olmasa da yine beklentileri boşa çıkarmıyor.
Bu uyum, başarı ve seyircinin kendilerinden olan beklentisi devam ettiği sürece ikilinin önümüzdeki süreçte de yeni yapımlar kotaracakları kuvvetle muhtemel.
Nitekim “Berlin Kaplanı” hariç Ata Demirer’in çektiği tüm filmlerde rol alan Demet Akbağ, TV programında , “Ata ile birlikteliğimiz gelecekte de sürecek, çok sayıda filmler çekeceğiz” diyerek bunun ipucunu verdi.
Şu günlerde sinemalarda komedi diye gösterilen absürt, içi boş filmlere bakınca, Ata Demirer-Demet Akbağ ikilisinden yeni yapımları beklemek seyircinin en doğal hakkı olsa gerek.
“Niyazi Gül Dörtnala”, sıcak, içten, çok da sırıtmayan konusu, hayvan haklarına ilişkin mesajları ile izlenebilecek bir seyirlik.
Türk sinemasının ayrılmaz ve birbirini tamamlayan Zeki Alaysa-Metin Akpınar ikilisini ancak ölüm ayırabilirdi.
Öyle de oldu.
Karaciğer yetmezliğinden yaşamını yitiren Zeki Alasya, yoldaşı, can arkadaşı Metin Akpınar’ı yalnız, başı eğik bırakarak fani dünyadan göçüp gitti.
Metin Akpınar kadar sevenleri, tutkunu olduğu seyircisi, Türk sineması, tiyatrosu önemli bir oyuncusunu, mizah ustasını, Zeki Alasya’sını yitirdi.
Rahmetli Kemal Sunal ile birlikte çektikleri, hala TV’lerde dönen ‘Köyden İndim Şehre”, Emel Sayın ve Tarık Akan ile oynadıkları “Mavi Boncuk” filmleri ne kadar da sevdirmişti bizlere Zeki-Alasya-Metin Akpınar ikilisini.
Artık Zeki Alasya yok, Metin Akpınar yalnız kaldı. Türk sineması, tiyatrosu bir değerini daha yitirerek öksüz kaldı.
Metin Akpınar’ın “Ben yarımı kaybettim” sözleri üzerine başka ne söylenebilir ki?
Bugün Anneler Günü.
Eli öpülesi tüm annelerin “Anneler Günü” kutlu olsun.
Onların bize harcadığı emeğin, gösterdiği sevginin, şefkatin hiçbir karşılığı olamaz.
Onları bugün ellerinden öperek mutlu edin.
Eğer hayatta değilseler mezarını ziyaret ederek bir demet çiçek koyun.