Niçin yazıyoruz?

Yetişmekte olan nesil, bizim kuşaklar gibi politize olmuş nesil değildir.

Gençliğimiz, her gün sağ-sol çatışmalarında 15-20 kişinin öldüğü bir Türkiye'de geçmiştir. Dönemimizde can güvenliğimiz olmadığı için ne doyasıya gezebilmiş ve ne de öğrenciliğimizi yaşayabilmişiz. Kentlerin sokakları ideolojik gruplarca sahiplenilmiş, sabahleyin evlerinden çıkanların akşamleyin evlerine dönüp dönemeyecekleri belli değildi.

Buna rağmen yazanlar yazıyor ve bizler de okuyorduk.

Şimdilerde birinciler yok ama, ikinciler de yoktur.

İstiyoruz ki, gençlerimiz milletin ve memleketin sorunlarıyla ilgilensin ve belli disiplinler çerçevesinde çözüm önerileri geliştirsinler.

Şahsımız için asla!

Bizler, eski tabirle unumuzu eledik, eleğimizi astık.

Hiçbir şeye talip değiliz. İki ayağımızın mezarda olduğu bir yaşta iken dünyevi hiçbir talebimiz yoktur. Bu günahkar halimizle Rabbimizin cennetine cemaline talibiz. Allah'ın huzuruna günah yükümüzden başka götürecek bir şeyimiz yoktur.

Gençlerimiz memleketin sorunlarına ilgi duymalı, çözüm önerileri geliştirmelidir. Türkiye sevdası rüyalarına girmelidir.

Gençlerimize istenen niteliklere sahip bir Türkiye bırakamıyoruz.

Bizler hep şeytanlara küfrederek evliya olacağımıza inandık.

Şeytana lanet görevimiz olmakla birlikte ibadet etmek de bir o kadar Allah'ın emri olduğunu düşünemedik.

Müslümanlar olarak İsrail, Batı ve Amerika şeytanına lanet ettik ama ibadet değerindeki bilimsel ve teknolojik çalışmayı yapmadık, yapamadık.

Bir taraftan bu şeytanlara lanet okurken diğer taraftan onun arabasına, tankına, uçağına, donanmasına, füzesine ve tüfeğine muhtaç olmamak için çalışmadık.

Fiili laneti, sözlü lanetin önüne geçiremedik.

Yeni nesilden umutlu olduğumuz için tarihe not düşercesine yazmaya çalışıyoruz. Selam ve sevgi ile…