Yıllık 150 milyar dolar mertebesinde ihracat yapan ve günlük işlem hacmi piyasalarda 10 milyar dolar olan bir ekonomimiz var. Bu ekonomi üzerinde operasyon yapmak aslında çok zordur. Çünkü farklı dinamikler söz konusudur. Esas problem yönetimin milli bir duruş sergileme konusunda zaman zaman yaptığı yalpalardır. Net görülen bir olay vardır: ABD bizim dostumuz ve müttefikimiz değildir. Son çağın emperyal ülkesidir. Son 30 senede yaptığı operasyonlarla dünyanın enerji deposu Ortadoğu'ya çöreklenmiş ve yandaşlarıyla durmaksızın sömürüye devam etmektedir. Sınırları ve rejimleri değiştirmiş, kendisine karşı gelen diktatörleri değiştirmiş ama kendi yanında olanları ( S. Arabistan gibi) sömürüye devam için korumuştur. Türkiye'nin toprak bütünlüğüne zarar verme ve İran'a karşı operasyon yapmasına karşı çıkınca askeri olarak yapamadığını ekonomik olarak yapmak istemektedir. Ülke içinde dönen servet ve bunun bir kesimde birikmesi aslında sorunun temel noktasıdır. Dövizdeki panik havası aslında parasına para katmak isteyen bir adi grubun işinden başka bir şey değildir. 16 yıldır yapılan betona yatırım yanlışına rağmen halen iyi işleyen bir yapı göz ardı edilemez. Paraanaliz'in yayınladığı istatistiki verilere bakınca bu çok açık görülüyor: 27 Temmuz -3 Ağustos haftasında hane halkı ve şirketlerin döviz mevduatı (altın hariç ve Euro/Dolar paritesindeki değişimden arındırılmış) önceki haftaya kıyasla sırasıyla 0,1 ve 1,3 milyar dolar azaldı. Böylece yılbaşından bu yana hane halkı döviz mevduatları 4,4 milyar dolar azalırken (84,7 milyar dolara geldi), şirketlerin döviz mevduatı 0,5 milyar dolar arttı (67,4 milyar dolar). Geçen hafta hisse senedi piyasasına 77 milyon dolar giriş, tahvil piyasasından (repo hariç) ise 187 milyon dolarlık bir yabancı çıkışı oldu. Yılbaşından bu yana bakıldığında tahvil piyasasına yönelik yabancı girişi 0,3 milyar dolara gerilerken hisse senedinden çıkış 1,3 milyar dolara ulaştı. Son olarak 3 Ağustos itibariyle Merkez Bankası brüt haftalık bazda 2,5 milyar dolar artarken (80,8 milyar dolar) altın rezervleri 0,2 milyar dolar azaldı. Böylece toplam rezervler 102,9 milyar dolara geldi (geçen yılın sonu: 107,7 milyar dolar.) Bu kadar algı operasyonu yapılan, seçim geçiren ve aslında üretim ekonomisi dışında gelişmeye çalışan ülkenin döviz rezervi 4.8 milyar dolar düşmüş. Bunun da esas nedeni algı ile oluşturulan paniktir. Bu paniği engellemek ancak üretim ekonomisi ve Milli Para politikalarıyla olur.

Ağustos 2017'den Bu Yana En Düşük Seviyede

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından Haziran 2018 dönemine ilişkin ödemeler dengesi verileri açıklandı. Buna göre, cari işlemler açığı, haziranda geçen yılın aynı ayına kıyasla 818 milyon dolar azalarak 2 milyar 973 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. Beklenti cari açığın 3 milyar dolar olması yönündeydi. On iki aylık cari işlemler açığı ise 57 milyar 386 milyon dolara geriledi.

Bu dönemde ödemeler dengesi tablosundaki dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre 228 milyon dolar azalarak 4 milyar 388 milyon dolara, birincil gelir dengesi açığı da 125 milyon dolar düşüşle 1 milyar 8 milyon dolara indi.

Hizmetler dengesinden kaynaklanan net girişler, bir önceki yılın aynı ayına göre 712 milyon dolar artarak 2 milyar 385 milyon dolara yükseldi. Bu gelişmede, seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirlerin 490 milyon dolar tutarında artarak 1 milyar 881 milyon dolara yükselmesi etkili oldu.

Birincil gelir dengesi kalemi altında yatırım geliri kaleminden kaynaklanan net çıkışlar, bir önceki yılın aynı ayına göre 119 milyon dolar azalarak 951 milyon dolara geriledi. Bir önceki yılın haziran ayında 285 milyon dolar net giriş gösteren ikincil gelir dengesi kalemi, bu yılın aynı ayında da 38 milyon dolar net giriş kaydetti.

Net Hata Noksan Haziran'da 455 Milyon Dolar Oldu

Mayıs ayı cari açık verisi 5 milyar 885 milyon dolardan 6 milyar 193 milyon dolara, 12 aylık cari açık da 57 milyar 637 milyon dolardan 58 milyar 204 milyon dolara revize edildi. Doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net girişler, 951 milyon dolar olarak gerçekleşti. Portföy yatırımları 883 milyon dolar tutarında net çıkış kaydetti.

Yurt Dışı Yerleşikler Hissede Alışta

Alt kalemler itibarıyla incelendiğinde, yurt dışı yerleşikler hisse senedi piyasasında 76 milyon dolar net alış, devlet iç borçlanma senetleri piyasasında ise 262 milyon dolar net satış yaptı. Yurt içi yerleşiklerin yurt dışındaki tahvil ihraçlarıyla ilgili olarak, bankalar 335 milyon dolar net geri ödeme gerçekleştirdi.

Diğer yatırımlarda 4 milyar 534 milyon dolar tutarında net çıkış oldu. Diğer yatırımlar altında, yurt içi bankaların yurt dışı muhabirlerindeki efektif ve mevduat varlıkları 1 milyar 806 milyon dolar net artış, yurt dışı bankaların yurt içindeki mevduatları ise 408 milyon doları net azalış kaydetti.

Resmi Rezervler Haziran Ayında 7 Milyar Dolar'a Yakın Geriledi

Yurt dışından sağlanan kredilerle ilgili olarak bankalar, Genel Hükümet ve diğer sektörler, sırasıyla 556 milyon dolar, 141 milyon dolar ve 203 milyon dolar net geri ödeme yaptı. Resmi rezervlerde ise haziran ayında 6 milyar 988 milyon dolar azalış yaşandı.

Görüldüğü gibi algı operasyonu ile 5 ayda 4.8 milyar dolar düşen rezerv panik havası ile beraber 1 ayda 7 milyar dolara çıkabiliyor. Temmuz ve Ağustos istatistikleri çıkınca durum daha da net anlaşılacak. Demek ki ne imiş, dostunu iyi seçeceksin!

[email protected]