Samsun Gazeteciler Cemiyeti

tarafından yayımlanan
haftalık Cemiyet
gazetesini
gördüğümde,
anıların aydınlık tünelinden,
yıllar öncesine süzüldüm...
Önce Ali Orhan ı
okudum. Benimle ilgili yazmıştı...
Samsun dan yıllar önce
Antalya ya giden ve orada da
başarılı işlere imza atan
gazeteci Ali Orhan,
Onursal Başkanımız Necdet Uzun
başlığıyla kaleme aldığı
yazısında, Onu yazabilmek çok zor
demiş ama
bütün içtenliğini de
ortaya koymuş!..
32 yıl önceydi... O zamanlar Ali Orhan, Milliyet te;
ben de Hürriyet teydim...
Kardeş gibiydik...
Onunla bir yarin yanağını
bir de özel haberi paylaşmadık...
Çünkü, ikisi de bizim için namustu...
Ali Orhan ın benimle ilgili
övgü dolu sözlerini
tekrarlamak istemiyor;
Eline sağlık kardeşim diyorum...
Öbür yandan
Cemiyet gazetesinde
Yusuf Ziya Çakır ın
yazdıklarını okudum. Yusuf Ziya Çakır, Tercüman da
primli çalışıyordu. Anadolu Ajansı Bölge Müdürü olduğumda,
onu kadrolu işe başlatmıştım. Yıllar önce emekli oldu. Yusuf Ziya Çakır,
bunca yıl geçmesine rağmen
saygısında hiçbir eksiklik görmediğim
bir kardeşim. O da meslekte ağabey artık. Yazısında, Camiamızın bir tek Onursal Başkanı vardır o da Necdet Uzun dur diyerek, vefasını göstermiş!..Sağolsun!..
Cemiyet in 3. sayısında
rahmetli İsmet Hatipoğlu ağabeyimiz de var. Gazeteci olunmaz, doğulur
sözü, sanki onun için söylenmişti. Kimleri yetiştirmedi, kimlere kol kanat germedi ki... Talihsiz bir olay sonucu
düştüğü hapiste, Türkiye de cezaevinde ilk gazeteyi çıkaran da İsmet ağabeydi... Ekmekli ve merhametliydi. Oğlu Necmi Hatipoğlu da kardeşimizdir ve bize emanettir. O da İsmet abinin
bir kopyasıdır yani. Onlar, usta-çırak ilişkisinin
en iyi örneğidir. Cemiyet; İsmet abiyi rahmetle, Necmi yi de sevgiyle anma
fırsatı da vermiş oldu...
Rahmetli Adem Bilir vardı Cemiyet te... Osman Kara ağabeyimiz, Nesrin Yanık Çorakbaş ın onu ölümünden sonra
en iyi anlatan yazısını aktarmış. Gerçekten de duygu yüklü bir insandı Adem Bilir.
O cemiyette başkan, ben genel sekreterdim. Çok tartışmalarım olmuştu. Başı sıkıştığında da beni arardı. Adem Bilir, genç yaşta aramızdan ayrılan
iyi bir gazeteci, iyi bir insan ve iyi bir babaydı... O da rahmet istedi demek ki...
Cemiyet in iki sayısında da
vefa yüklü
yazıları görünce, meslekte
bir yaş büyüğün ağabey,
on yaş büyüğün baba olarak
saygı gördüğü
günleri özledim...
Birlik ve beraberlikleri de...
Dilerim çok geçmeden olur!..