Birileri “var” derken biz “yok” diyorduk. Birileri “geldi gelecek”
derken biz “belki çok ilerde gelir ama yakın vadede gelmeyecek”
diyorduk. Samsun Valisi İbrahim Şahin, dün bir grup basın mensubuyla
biraraya geldi ve olay netleşti: Henüz yapılan ya da yapımı
kararlaştırılan bir hızlı tren hattı yok ama böyle bir hattın Samsun’a
gelmesi için bir kamuoyu oluşturma çalışması var. Demeçlerin de bir
kısım genç arkadaşımızın Ankara-Konya arası yaptığı hızlı tren
gezisinin/incelemesinin amacı da buymuş. Açıklama bu olunca ortada
tartışılacak bir mesele de kalmıyor.
Sayın Vali meslektaşlarımızla sohbet ederken “Biz hızlı trenin
Samsun’a bir an önce kazandırılması ile ilgili bir kamuoyu oluşturmak
istiyoruz. Amacımız Samsun’da oluşan kamuoyunun Ankara’da, Devlet
Demir Yolları Müdürlüğü’nde ve Ulaştırma Bakanlığı nezdinde daha etkin
olunması ve bizim diğer illerden daha önce hızlı bir şekilde hızlı
trene kavuşmamızdır. Bizim derdimiz, gayemiz budur” demiş. Saygı
duyulacak bir gaye. Yüksek hızlı tren gibi çağdaş bir toplu ulaşım
aracına kavuşmayı hangi il istemez ki ve kim Samsun’un böyle bir
projedeki öncelik talebine karşı çıkabilir ki?
Bizim itirazımız, yüksek hızlı trene başka illerden daha önce kavuşma
arzusuna” değil “hızlı tren geldi geliyor” yanlış bilgisine ve arsa
spekülasyonlarına çanak tutan ısmarlama habercilik anlayışınaydı.
Sayın Şahin yaptığı açıklamayla bu yanlışı düzeltmiştir. Şimdi geriye
Samsun Valiliği’nin resmi internet sitesindeki “Temennimiz odur ki
Karadeniz Bölgesi için 2019 yılında hayata geçirilmesi düşünülen
Yüksek Hızlı Trenin daha yakın bir zaman diliminde ilimizle
buluşmasını hızlandırmaktır” ibaresinin düzeltilmesi kalmıştır. O
ifade aynı zamanda konunun sadece “düşünüldüğünün” ve ortada bir plan
ve program olmadığının da itirafıdır.
Sayın Valimizin “Samsun’un yüksek hızlı trene diğer illerden önce
kavuşması” arzusuna ve bunun için kamuoyu oluşturma çabalarına saygı
duyuyorum ama bunun için basın mensubu arkadaşlarımızla konuşurken öne
sürdüğü “Hızlı treni Samsun a kazandırabilirsek, Ankara da çalışan
insan evini buradan taşımayacak. Üst düzey yargı çalışanı
arkadaşlarımız var, evleri Konya da, Ankara ya gidip geliyorlar. Büyük
üniversiteler var, İstanbul dan gelecekler burada hızlı tren varsa
ders verip gidecekler. Bunlardan yararlanamıyoruz şeklindeki
gerekçesini maalesef pek doyurucu bulamıyorum. Böylesine büyük bir
projenin çok daha başka gerekçelerle desteklenmesi gerekir.
Konu aydınlanmış, kamuoyu doğru bilgiye ulaşmış ve benim için mesele
kapanmıştır. Umarım yeniden açmak zorunda kalmayız.