Dün sabah,
bir banka
havale
işlemi
nedeniyle
Çiftlik
Caddesi'ndeydim...
Gelmişken
biraz da
alışveriş yapmak istedim...
Bankadan çıktım,
Şehir Kulübü yönüne
doğru yürüyorum...
30-40 yıldan
bu yana
cadde üzerinde
bulunan dükkanların
birçoğu
ya telefoncu olmuş
ya da dönerci...
Vitrinlerinde
"Kapatıyoruz"
yazan mağazalar kadar
boşaltılmış
ve "Kiralık"
ilanı asılı
dükkanlar var...
Ağabali Caddesi
ile Çiftlik (İstiklal) Caddesi'nin
kesiştiği
bölgede,
bir giyim mağazasına
çorap almak için giriyorum...
Beğendiklerimi alıp,
parasını ödeyeceğim. 100 lira
uzattım kasaya. Kasiyer bayan
yüzüme baktı. "Kredi kartı ile ödeyemez misiniz?"
dedi. Anladım ki kasada para yok. Önce siftah verdim,
sonra kartımla ödeme yaptım...
Geri dönüşte,
Samsun'un en eski fırınlarından
birinden
tam buğday
ekmeği aldım. Fırıncı beni tanımıştı. "Cadde trafiğe kapandıktan sonra
işler çok düştü" dedi...
Gerçekten de doğruydu. Çünkü,
bu yüzden ben bile ekmeğimi
oradan almamaya başlamıştım...
Saat, 10.00 olmuştu. Telefoncular
ve dönercilerin dışında
dükkanlarda kimse yoktu...
Eski Şehit Ahmet Kaya
Polis Merkezi'ne doğru ilerliyorum...
Gelmişken; eşofman altı almak
için bir spor mağazasına
giriyorum. Ucuzluk var. İki tane eşofman
altı alıyorum. Mağazaya bakan gence,
"siftah yapıp yapmadığını" sordum.
Mahcup biçimde, boynunu büktü. "Yok abi" dedi. Kredi kartı yerine
nakit para verdim. Gencin yaptığı duayı
anlatamam...
Çiftlik'te,
telefoncu, dönerci ve
bir de otoparkçıların durumu
diğerlerine göre daha iyi görünüyor...
Ülke ekonomisindeki
daralmanın
etkisini de biliyorum...
Aracımla gazeteye geçerken,
İstiklal Caddesi'nin (Çiftlik),
Lise Caddesi ile
Osmaniye Caddesi
arasında
trafiğe kapatılan
güzergahta,
hafif raylı sistem ya da
benzeri bir araçla
ulaşım sağlanırsa,
Samsun'un
simge yerlerinden
olan caddeye bir hareket gelir diye
düşündüm...
Hem de görüntü olarak
"şık" dururdu...
Bu öneriyle
çözümün
bir parçası olmak istedim,
hepsi bu...