Çocuk tam anlamıyla bir kaşiftir. 2-6 yaş arası gelişimini normal şekilde tamamlayan her çocuk, küçük bir bilim insanıdır. Merak eder, araştırır, sorular sorar, zihninde her zaman kendine özgü kurguları vardır. Dil gelişimini tamamlama sürecine girdiğinde sorular artar. Çevrelerini anlamlandırabilmek için sorular sormaya ihtiyaç duyar. Genellikle sorularının cevaplarını alsalar dahi yüzlerce kez aynı soruları tekrar tekrar sorarlar. Bu durum ebeveynlerin bunalmasına, sıkılmasına neden olabilir. Zaman zaman ebeveynler çocuklarının sorularını cevaplarken, kendilerini yetersiz hissedebilirler. Peki, bu durumlarda ne yapılmalı?
Öncelikle unutulmamalı ki karşınızdaki bir yetişkin değil! Çocuklarla iletişime girerken anne ve babaların, çocukların yaşını ve gelişimsel evresini unutup uzun uzun laf anlatmaya çalıştığına tanık oluruz. Ancak bu durumda unutulan önemli bir detay vardır. Anadilini yeni öğrenen çocuk 6 yaşına kadar somut kavramları rahatlıkla anlamaktadır. Kendini somut kavramlarla anlatır ve somut kavramlarla anlattıklarınızı anlayabilir. Bu nedenle çocuklarla iletişim kurmaya çalışırken mümkün olduğu kadar basit ve kısa ifadelerle açıklama yapılmaya çalışılmalıdır.
Çocuklar genellikle merak ettikleri, anlamadıkları, kaygı duydukları şeyleri sorar. Ancak buna ek olarak, benim ve çoğu meslektaşımın en çok önemsediği bir konu çocukların güvenlik ihtiyaçlarıdır. Çocuklar, güvenlik duygularının sarsıldığını hissettikleri zaman veya bu duyguyu geriye kazanmaya ihtiyaç duydukları zamanlarda soru sorma isteği duyarlar. Her soru bir güven ihtiyacıdır. Çocukların soruları dikkatli bir şekilde dinlenmelidir. Çünkü o an çocuk yalnızca cevap bulmak amacıyla soru sormuyordur. Alt metni okumaya çalışmayın, tahmin etmeyin. Yanılırsınız. Unutulmamalı ki; çocuklar bizden daha zekilerdir ve daha kompleks-karmaşık düşünmektedirler. Sizin için soru anlamsız olabilir. Ancak bu tür sorulara dahi son derece ciddi ve samimi bir ses tonuyla cevap verin. Bütün soruların gerisinde güvenlik ihtiyacı vardır. Buna bağlı olarak, birçok ebeveynin düşüncesinin aksine net kurallara ve sınırlara ihtiyaç duydukları için de soru sorarlar.
Asla pes etmeyin! Çocuklar sizi çoğu zaman bitmek bilmeyen sorularla sınarlar. Gelişimleri için cevaplar tabi ki önemlidir. Ancak bundan daha önemli olan çocuğun yaşamda sağlıklı bir yer hissedebilmesi kendine ve ebeveyne güveni ile başlar. Çocuğun yönelttiği tüm soruların cevapları ve bu cevapları nasıl aldığı yaşamdaki duruşunu-yerini etkiler.
Dr. Susan Bartell’in ‘’Çocukların En çok Sorduğu 50 Soru’’ kitabı iki cilt olarak yayımlanmıştır. 1. Cilt 3-8 yaş arası, 2. Cilt ise 8-12 yaş arası çocukların sorduğu sorular ve nasıl cevap verilmesi gerektiği üzerine yazılmış bir eserdir. Eserin içeriği “Ödevimi yapmama yardım eder misin? Sizin yatağınızda uyuyabilir miyim? Tanrı nerede? Okula gitmek zorunda mıyım? Büyüyünce seninle evlenebilir miyim?” gibi sorular başta olmak üzere çocukların sıkça sorduğu sorular ve ailelerin bu soruları nasıl yorumlaması ve cevaplaması gerektiğini anlatan yöntemlerdir.