Depocu Arslan sanayide, adı üzerinde depo ve jant işleriyle uğraşan Haber Gazetesi nin devamlı okurlarından bir usta.

Haber Gazeteniz her gün O nun çalışma masasının yada çay sehpasının üzerindedir.

Hem okur, hem de çözüm üretici eleştirisini yapar. Sanayi ve usta merkezli yorumunu yapar.

Ben O na , “MOLLA KASIM IM” derim.

Kim bu Molla Kasım?

Bilindiği gibi Molla Kasım, Yunus Emre nin şiirlerini sorgulayan ve beğenmediği şiirlerini suya atan bir zat-ı muhterem.

Depocu Arslan okurumuz ve kardeşimiz de böyle.

“Hocam, bizim sorunlarımıza çözüm üreten yazılar yazarsanız sizi sıkılmadan okuruz. Yazdığınız her yazı bizi ilgilendirdiği oranda okuruz” diyor.

Cuma günü uğradık.

Candan olduğuna inandığımız ısrarlı ikramlarını yedik.

Dostça sordum: “Efendim memurluk öncesindeki yazılarımız malum, memur sonrasındaki yazılarımız nasıl?”

Bir dokunduk, bin ah duyduk.

Bu dost insan diyor ki:

“ Hocam! Sanayii kaldıracaklar, ama, nereye taşıyacaklar?

Dayatma yapıyorlar.

Hiç kimse bize sormuyor. Gayri insani şart ve ortamlarda geçim mücadelesi veriyoruz.

Kışın soğuktan, yazın sıcaktan çalışamıyoruz.

Gayri sıhhi şartlarda çalıştığımız için hepimizin sağlık sorunları vardır.

Sanayi esnafımızın 60 yaş üstü hastalıklarla boğuşuyor ve kanser yaygın.

Avrupa da sanayi çalışanlarının fiziki ve altyapı ortamları ortada. Bizlerin de imkanları ortadadır.

Altyapımız yok, yada çok zayıf. Çırak yetiştirme imkan ve ortamı yok.

Sigortasız çırağın bir parmağına bir diken batsa esnafa terörist muamelesi yapılıyor.

Bunun bir orta yolu bulunarak hem esnafın ve hem de çırağın hakları korunamaz mı?

Faturayı hep esnaf mı ödesin? Bir çırağa yalnız meslek öğretmiyoruz, hayatı da öğretiyoruz.

Devlet bu konuda yardımcı olursa kaybolmakta olan bir nesil de kurtarılmış olmaz mı?”

İşte benim Molla Kasım ım olarak adlandırdığım dostum ve Haber Gazetesi nin devamlı okuru muhterem Depocu Arslan Bey in görüşleri...

Sanayi sorunlarıyla ilgili çözüm üretmek isteyen buralardaki esnaflarla konuşmalı. Bir sorunun çözümünü en iyi bilenler şüphesiz bu sorunu bizzat yaşayanlardır.

Sayın Belediye Başkanlarımız da bu insanların bizzat kendilerini dinlemelerinin gereğine inanıyorum.

Bu insanlara arabalarımızı, evlerimizi ve diğer aletlerimizi teslim ediyoruz.

Bunun bir başka adı ise canlarımızı teslim ediyoruz.

Selam ve sevgi ile...