CHP nin; 17 ve 25 Aralık soruşturmalarına
takipsizlik kararı
verilmesine
tepki göstermek amacıyla
adliye binalarının
önüne
siyah çelenk bırakması,
demokratik bir tepkidir...
Saygı duyarım...
Ancak, takipsizlik kararının
verildiği
o günü, yargıda
kara gün
ilan etmeleri
üzerine, söylenecek
sözler var...
Hırant Dink cinayeti,
Sabancı suikasti,
Ergenekon,
Balyoz,
Poyrazköy,
Oda TV ve
Devrimci
Karargah
davalarının,
mahkeme ve Yargıtay
kararlarının açıklandığı
günler, Ak günler miydi?..
Siyah çelenk koyma
tepkisinin
odağına sadece
17 ve 25 Aralık
süreçlerini
koymak yerine
Ülkemizde adalet istiyoruz
denilseydi,
daha gerçekçi olmaz mıydı?..
Hesaplar ince elbette...
Çünkü, o davalar
gündeme geldiğinde;
işin içine
17 ve 25 Aralık taki
soruşturmaları
yürütenler de
dahil olacak...
Bu yaklaşım,
Düşmanımın
düşmanı dostumdur
mantığıdır...
Garip bir ülke olduk...
Dün Özel Yetkili Mahkemeler
kaldırılmasın diye hükümete
baskı yapanlar,
bugün Sulh Ceza Mahkemeleri nin
geniş yetkilerinden
rahatsızlık duyuyor...
Memlekette, yargının
yetkili-yetkisiz gibi kavramlarla
parçalanmasına
karşı sessiz kalınmasaydı,
bugün bu tepkileri
haklı bir zemine
oturtmak mümkündü...
Dün öyle, bugün böyle...
Herkes işine geldiği
yerden bakıyor meseleye...
Demokrasi, hukuk ve
insan hakları gibi
kavramların
evrenselliği,
menfaatlere
göre değişkenlik
gösterince;
ortaya böyle arabesk
bir durum çıkıyor...
Gerçeğin peşinde
koşmak zor tabii ki...
Kolayı var...
Derin çelişkilerle
dolu eylem ve söylemlerle
günü kurtarmak
en iyisi...
Ne var ki bu samimiyetsizliği
millet yutmuyor...
Benden söylemesi...