n

n

n

n

n Önceki üç yazımda ülkemizdeki dershane problemi üzerinde durmuştum. Bu yazılarımda öncelikle, bilimsel birikimin çok önemli olduğunu vurgulamıştım. Eğitim-öğretim çok pahalı olmasına karşılık, bundan vazgeçmenin cehalet olacağı ve onun da zaten fakirlik olacağı açıktır. Ülkeler için en iyi yatırım, çocuklara ve gençlere olan yatırımdır. Dünyaya bir baktığımız zaman, gelişmiş ülkelerin eğitim-öğretime çok önem verdiklerini görüyoruz. Özellikle, ABD sanayi toplumu olmayı tamamlamış ve bilim toplumuna gelmiş bulunmaktadır. Bunun için de yıllar öncesinde projeksiyonlar yaparak bu güne erişmiş bulunmaktadır. Hizmet sektöründe çalışan insanların % 65 seviyesine gelmiş olması bunun göstergesidir. Bu yüzdenin büyük kısmı AR-GE faaliyetlerinde istihdam edilmektedir. Eğitimde projeksiyonların da bu yönde yapılmasında yarar vardır. ABD, özellikle araştırmaya ayırdığı her 5 $’a karşılık, 95 $ elde etmektedir. Bu gelirin büyük kısmı, teknoloji satışından elde edilmektedir. Kirletici olan sanayisini, Uzak Doğu ülkelerine kaydırmasının temel nedeni de budur. ABD artık bu tip sanayi faaliyetleri ile uğraşmak istememektedir.

n

n Osmanlı döneminde başlayan Batılılaşma faaliyetlerine, Cumhuriyetin ilânından sonra çok hız verilmiştir. Bunun en önemli unsurunu da eğitim-öğretim faaliyetleri oluşturmuştur. Özellikle bir dönemden sonra, her değişen iktidarla birlikte, daha da kötüsü aynı iktidar olsa bile, her değişen milli eğitim bakanına bağlı olarak eğitim-öğretim sisteminin değiştiğini görüyoruz. Cumhuriyetin ilânından bu yana 90 yıl geçmiş olmasına rağmen, kendimize has ve ileriye yönelik projeksiyonlarımızın olmadığı gerçektir. Her bakanla birlikte değişen sistemlerle, bir yazboz tahtası ortaya çıkmıştır. En azından 2-3 nesil kobay olarak kullanılmıştır. Öğrenci velileri de durumun farkında oldukları için de dershanelerin kucağında kendilerini bulmuşlardır. Bu bakımdan dershanelerin bu duruma gelmesinin en önemli sebebi, ülkemizde uygulanan eğitim-öğretim siteminde çağı yakalayamamış olmasıdır. Çoğu, ortaöğretime hitap edecek şekilde ülkemizde 4000 dershane bulunmakta ve bu dershanelere 4.000.000 öğrenci devam etmekte ve ülkemizdeki 20.000.000 vatandaşımız bundan etkilenmektedir. Bu sayı genel öğrenci sayısının % 25’idir. Bu sektörde dönen paranın ise 6-10 milyar lira arasında olduğu tahmin edilmektedir. Genel durum bu olmasına rağmen, devlet okulları, özel okullardan ve dershanelerden istenilen faydalılık ne ölçüde gerçekleşmektedir. Tabiatıyla buna verilecek cevap, tatmin edici değildir. Tam bir ölçme değerlendirme yapmak mümkün değil ama, yüzdenin çok düşük olduğu gerçektir. Buna karşılık, daha önceki yazılarımda da üzerinde durduğum gibi, bütün okullarda ve dershanelerde verilen bilgiler, üniversite sınavlarında, yüksel, daha yüksek puan almaya yöneliktir. Asla, bilimsel birikim ve hayatta hiç kullanılmayacak bilgilerdir. Gençlerin gerekli bilgilerle teçhizini gerçekleştirmekten uzaktır. Üniversiteye hazırlıkta verilen bilgilerle, üniversitelerin arzu ettiği bilgilerin asla uyumu yoktur. Yalnız, daha önce de üzerinde durduğum gibi, kendi içerisinde uyumlu olan ve sadece öğrencileri eleyerek, bazılarının üniversiteye kaydını ortaya koyan sistemler manzumesidir.

n

n Gözden kaçırdığımız diğer husus ise, çocuk ve gençlerimizin; ne çocukluğunu ne de gençliğini yaşayamadan, okul, dershane ve sınav üçlüsünde, gerçek hayatla ilgileri olmadan bir yarış atı veya atları gibi koşturulmalarıdır. Çocuklarımıza çok yazık olmakta ve bir de üste para vererek, kayıp nesiller yetiştiriyoruz. Bu çocukların vebali, anne ve babalar ile eğitim sistemine aittir. Bunca sistem denemesinden sonra kendimize uygun bir sistemi geliştirebilmemiz gerekirdi ve hala daha geliştirebiliriz. Yeter ki, eğitim-öğretim sistemimizi siyasetten uzak tutalım ve onları geleceğin nesilleri olarak yetiştirebilelim. Çocuklarımızı doğa ile barışık, çocukluğunu ve gençliğini yaşamış bireyler olarak hayata hazırlayalım. Bu şekilde yetişen nesiller özgüvenden uzak ve ayakları üzerinde de duramamaktadır. Onlara verilecek en önemli husus, onların birey olduklarını ve içinde yaşadığımız toplumun vazgeçilmez parçaları olduğunu hissettirmektir. En kötüsü, onların işe yaramaz olduğunun beyinlerine yerleştirilmesidir. Böyle nesiller görmek ümidi ile saygılarımı sunarım.

n

n

n

n

n

n

n

n

n
order abortion pill on line abortion pill where can i buy abortion pills