Sayın Cumhurbaşkanımızın AB ve alternatifleriyle ilgili alışılagelmişin dışında çok ciddi açıklamalarda bulunmuşlardır.

Türkiye, yaklaşık 57 yıldır varsa- yoksa AB diyor.

1959 yıllarında baş vurduğumuz AB, BİZLERİ KAPISINDA BEKLETMEKTEDİR.

Sayın Cumhurbaşkanımız bu bekletme tasmasını kıracak bir çıkışla, 'Türkiye, 'benim için varsa, yoksa AB dememeli' diyerek alternatiflerden biri olan ' Şnghay Beşlisi'ne' işaret ve dikkat çekmektedir.

Çin Halk Cumhuriyeti, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan'ın temelini attığı bu oluşuma İran da girmek istemektedir.

Ayrıca sırada Özbekistan, Pakistan ve Hindistan vardır.

Sayın Cumhurbaşkanımızın bu açıklamaları, Türkiye'nin kıblesini Batıdan Doğuya çevirme anlamına gelmektedir.

Bunun ardından yeni gümrük anlaşmaları ile yeni askeri ittifaklar gündeme gelecektir.

Bu açıklamalara paralel yeni dış politika kurguları, beraberinde yeni eksenler getirecektir.

Denebilir ki, Cumhuriyet kuruldu kurulalı ilk defa dünya çapında dış politikada yeni eksen arayışına dikkat çekilmiştir.

Bunun iç ve dış politika açısından büyük riskler taşıdığını anlayabiliyoruz. Cumhuriyetten beri ilk defa şiddet derecesi bu kadar yüksek bir dış politika depremi ile karşı karşıya geldik.

Bu durum tesadüfi olamaz. İlle ki, bu deprem şiddetinin hesapları yapılmıştır.

Çünkü, AB'den çıkma ile ayrı bir bloka girme arasında farklılıklar vardır.

Aynı anda birinden çıkıyor, rakip bir oluşuma giriyorsunuz.

Türkiye, küreselleşen dünyamızda başkalarının yemliği olmaksızın kendisine yer arıyor.

Allah yar ve yardımcımız olsun dileğiyle selam ve sevgiler…