Bu başlıktan ürkmenin bir anlamı yoktur.

Diyanet, milletimizin ve devletimizin selameti için sorgulanmalıdır.

Bu satırların yazarı üniversite ve daha sonraki yıllarında Diyanet bünyesinde görev yapmış hafız ve Arapça medrese mezunudur. Ayrıca dört çocuğundan üçü de ilahiyat mezunudur.

Diyanet, devletin yardım ve destekleriyle 633 sayılı yasanın gölgesinde dini tahrif etmeye devam etmektedir.

Bu sistem çocuklarımıza dinini, dilini ve tarihini öğretmemiştir.

Bunun din ayağında DİYANET vardır ve bunun en büyük dayanağı 633 sayılı 'Kuruluş ve Görevleriyle' ilgili yasadır.

İslam yalnız ahlak ve inançtan ibaret değildir ki, yasa bunların öğretilmesini dikte ettirmiş olsun. Kaldı ki Diyanet bunları da öğretemiyor. Türkiye'yi, merdiven altı din eğitiminden kurtaramıyor.

Din kaynaklı kalkışmaların ve yozlaşmaların en büyük sorumlusu Diyanet'tir. Din adına yapılan yanlışların baş sorumlusudur. Bugün FETÖ, peki yarın ne olacaktır? Biz belki yaşamayız, uyarıyoruz, FETÖ'den daha büyüğünü kapıda beslemekteyiz.

Müezzin, imam, vaiz, uzman ve Kura'n kursu öğretmenlerini çoğaltmakla din, ahlak ve akaid öğretilemiyor.

Kadro artırımından başka 15 yılda ne değişti?

Diyanet, Cumhuriyetin hiçbir döneminde bu iktidarın dönemindeki kadar destek görmemiştir.

Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuda yalnız sarık ve cübbeyi giyinip kürsüye çıkmadığı kalmıştır.

Buna rağmen DİYANET ne yaptı ve ne yapıyor?

Diyanet, düştüğümüz yerdir.

Yeniden kalkabilmek için acilen sorgulama yapılmalıdır. Cemaatinin saf düzenini dahi disipline edemeyen, gönderilen hutbeyi okuyamayan imamlar, vahyin özünü kavrayamayan vaizler, personeli ile iletişim kuramayan müftüler Diyanet'in durumunu ortaya koymaktadır.

Evet, acilen ıslah edilmesi gereken kurumların başında Diyanet gelmektedir. Biz burada kalkacağız. Burada kalkamazsak hiçbir yerde kalkamayız. Bizim önemli rehber kurumlarımızdan Diyanet'tir ve o olmalıdır. Selam ve sevgi ile…