İki Türkiye var; biri “tu kaka” ilan edilen ve yıkılması için seferber
olunan “Eski Türkiye”. Diğeri de daha doğmadan ve ne olduğu bilinmeden
kutsanan ve doğumuna adaklar adanan “Yeni Türkiye.”
“Yeni Samsun” söylemi “Yeni Türkiye” söyleminin yerele uyarlanmış
hali. Samsun siyasetinin deneyimli emektarları, bu söyleme pek itibar
etmeseler de yenileri ve hele de heveskârları pek sevdiler; çok sık
kullanıyorlar.
Bugün şu “Eski Türkiye’nin Eski Samsun’undan günümüze kalan mirasa”
bir göz atmaya çalışacağım. Hemen belirteyim ki, “Eski Türkiye” ve de
“Eski Samsun” derken kastettiğimiz dönem 29 Ekim 1923 ile 3 Kasım 2002
dönemidir. Yeni Türkiye henüz doğmamıştır, ana rahmindedir ve 3 Kasım
2002 “Yeni Türkiye’nin” ana rahmine düştüğü tarihtir. Çocuğun dünyaya
gelip gelmeyeceği ya da nasıl doğacağı 7 Haziran 2015’te netlik
kazanacaktır.
“Eski Samsun” bu ülkenin demiryoluna ilk kavuşan iki ilinden
birisidir. Cumhuriyetin ilk demiryolu Samsun-Sivas demiryoludur.
İnşasına 1923’te başlanmış, çok zor arazi ve iklim şartlarına rağmen
hem de o günkü teknolojiyle dokuz yıl gibi bir sürede bitirilerek
1932’de hizmete alınmıştır. Samsun Limanı, Türkiye’nin en büyük dört
limanından birisidir ve Eski Samsun’dan Yeni Samsun’a miras kalmıştır.
1957’de başlanmış 1961’de bitirilmiştir. Yeni Türkiye, dört ana ulaşım
olanağına sahip bir Samsun devralmıştır.
Tekkeköy’deki Karadeniz Bakır İzabe Tesisleri de, Azot Sanayi
Tesisleri de “Eski Türkiye’nin” Samsun’a bir hediyesidir. Karadeniz
Bakır Tesisleri, bu ülkenin ilk bakır izabe tesisidir. Azot Sanayi
fabrikası ise kurulduğu yıllarda ülkenin dört sülfat tesisinden
birisiydi.
Günümüzde yerinde bir alışveriş merkezi bulunan ve bir zamanlar
Samsun’un ana geçim kaynağı olan sigara fabrikası da “Eski Türkiye’den
Yeni Türkiye’ye, Eski Samsun’dan Yeni Samsun’a” devreden önemli bir
yatırımdı. Gerçi o fabrika Osmanlı döneminde yapılmıştı ama mülkiyeti
bize değil Fransız Reji İdaresi’ne aitti. Cumhuriyet diğer birçok
yabancı yatırım gibi sigara fabrikasını da parasını ödeyerek
millileştirmişti.
Samsun Yem Sanayii de, Havaalanı da, Samsun Merkez, Kavak ve Bafra
Organize Sanayi bölgeleri ve küçük sanayi siteleri de Eski Samsun’un
imzasını taşır. Kızılırmak ve Yeşilırmak’a gem vuran dört baraj ve o
barajlar üzerindeki iki hidroelektrik santralinin mimarları da o “tu
kaka” ilan edilen dönemin yerden yere vurulan siyaset ve devlet
adamlarının eseridir. Yapan onlar tüketen biz, teşekkür etmesi
gerekirken söven de biziz!
Sanayi üretiminde ve bölgesel ticarette biraz değişen iletişim ve
ulaşım şatları ve biraz da teşvik dışı kalmanın sonucu sanayi
üretiminde ve bölgesel ticarette her geçen gün biraz daha geriye düşen
Samsun’u ekonomik anlamda ayakta tutan Ondokuzmayıs Üniversitesi de
Eski Türkiye’nin Eski Samsun’a bir yatırımıdır. OMÜ sadece ekonomi
demek değildir aynı zamanda kültürel bir zenginlik, sosyal bir gelişme
ve vasıflı insan göçünün de muharrik gücüdür.
Cumhuriyetin altıncı koleji Eski Samsun’da kurulmuştur. Şimdilerde
Samsun Anadolu Lisesi(SAL) olan o kolejin bahçesini ve binalarının bir
kısmını dört ayrı eğitim kurumu kullanmaktadır.
“Eski Türkiye”yi ve “Eski Samsun”u beğenmeyebilir, yetersiz
bulabilirsiniz ama yok sayamazsınız. “Eski Türkiye” de “Eski Samsun”
da yok sayılamayacak kadar büyüktür ve gerçektir. Bitmedi, bir köşe
yazısına sığmaz “Eski Samsun” dahası var, onları da yazacağız.
(Devam edecek.)