Az kaldı, ülke olarak önümüzdeki 4 yılı yönetecek yerel idarecilerimizi seçeceğiz. 16 yıldır iktidarda olanlar ile iktidara gelmek isteyenler arasında sonu gelmez çeşitlilikte vaatlerle karşılaşıyoruz. Ancak bu vaatler arasında 22.Yüzyılın gerçeklerini bulmak pek zor…

Oysa 2018 Ekim ayında Brüksel'de AB Parlamentosunda 'Demokrasi 4.0' konuşuluyordu. Teknoloji yüzünden 'kamusal alan' kavramının değiştiği tüm dünyada, politik yeniliğe ihtiyaç olduğu ve demokrasinin de teknolojiyle birlikte şekil değiştirmesi gerektiği konuşuluyordu. Günümüz vatandaşlarının eski zamanların bilgi teknolojisine dayanan eski siyasal kurumlar aracılığıyla siyasette yer almaya çalıştıkları oysa 'Demokrasi 4.0' ile düşüncelerini siyasi sürece sokmakta sıkıntı yaşayan bilhassa genç insanların, 'yaşam kalitesini artırma ve hayatın verimini yükseltme macerası' olan siyasete etkin katılımlarının sağlanabileceği konuşuluyordu…

Çalışmalarımda yapay zeka konusunda günümüzde neler başarılabildiğini ve gelecekte neleri değiştirebileceğini anlatmaya özen gösteriyorum. Henüz biyolojik zekasını geliştirebilmenin bile gerekli unsurlarını yerine getirememiş bir eğitim ekosisteminde yapay zeka hayal gibi gelebilirse de inanınız pırıl pırıl nice gençlerimiz her şeyin ve geleceğin çok farkındalar…

Verimsiz ekonomik kurumların batış sürelerini uzatmaya odaklanmış teşvikler yerine yepyeni ekonomilerin peşinde olmak zamanındayız. AB 2021'de başlayacak 'Horizon Europa/Ufuk Avrupa' adlı araştırma programına 110.-MİLYAR USD para ayırdı ve bu fonu nasıl dağıtacağını planlıyor. 15 yıl sonra şimdiki KOBİ'lerimiz mi onlarla yarışacak? Geleceğe odaklanmamış hiçbir yatırımın evlatlarımız için bir anlamı olmayacağı gibi onlara faydalı olabilecek nitelikli son sermayelerimizi de heba ediyoruz. Dünyada yapay zeka ile entegre edilmiş yüz tanıma sistemleri devlet güvenlik sistemlerini bile aşar hale geldi, 1 gramlık DNA ipliğine 215 petabayt veri depolanabilir hale geldi, laboratuvarlarda üretilmiş 'mini-beyinlerde' prematüre bebeklerin beyinlerindekine benzer aktiviteler elde edildi ve hemen hemen her gün daha nice buraya sığmayacak buluşlar açıklanıyor ama Türk yurdu henüz 22.Yüzyıla dair odaklanmış bir endüstri fikrine sahip değil.

Elimizde çok az kalmış evrensel nitelikte yetişmiş insan ve sermaye kaynağımızı odaklanmış endüstrilere yığmamız gerekiyor. İnsansı robot yapımının ana endüstrisi olacak sentetik biyoloji, havacılık ve uzay endüstrisinin temeli olacak 3D ve 4D malzeme bilimi, eğitim-sağlık-savunma alanlarının temeli olacak yapay zeka uygulamaları gibi çalışmalara tüm bu kaynaklarımızla odaklanamazsak evlatlarımız; 22.Yüzyılda onurlu ve bağımsız insanlar olarak varlıklarını sürdüremeyecekler. İletişim teknolojisini doğru kullanarak başlayabiliriz; Akıllı telefonlarımız küresel bilgiye ulaşmada, yüzyüze ve kişisel eğitim alabilmede ve hatta Harvard Üniversitesi'nden ders almada dahi kullanılabilecek çok değerli cihazlar ama biz onları sosyal medya dışında ne kadar kullanabiliyoruz bir düşünelim. Gençlerimizi daha çok dinlemeli ve onların gelecek konusundaki liderliklerine ihtiyaç duymalıyız. Siyasetçileri yerine gençlerine güvenen bir toplum, dünyanın diğer toplumlarından geri kalabilir mi?

'1919 YILI SAMSUN 3D TOPOĞRAFİK MODELLEME PROJESİ'-7

Koskoca bir şehri 1919 yılına geri götürüp sonra tekrar 2019 yılına getirebilir misiniz? 100 Yıl öncesinin Samsun şehrini 3D model olarak masanızın üzerinde görmek istemez misiniz? Matematiksel topoğrafik doğruluğumuz inanılmaz bir seviyeye ulaştı. Bu olağanüstü modelleme çalışmasında Ernail USLU'nun üstün yetenekleri çok önemli bir yer tutuyor. Matematiksel olarak doğru bir topoğrafik modelleme, Embiya SANCAK tarafından yapılan ön çalışmalarla sağlandı. Çok değerli Sadi Subaşı ağabeyimizin desteği bu kadar hızlı ilerleyebilmemizi sağladı. Ve rahmetli Kenan HAZNECİ'nin arşivindeki eski Samsun resimleri sayesinde bu denli kapsamlı bir proje yürütebiliyoruz. Aslında tabii tüm bu çalışmaların amacı, evlatlarımızın yüksek teknolojiden güç alarak hayatın yeni sınırlarına doğru ilerleyebilecekleri bir ilham yaratabilmek…