Şehit Jandarma Çavuş Nuh Özdemir'in yaşam
öyküsü, her bakımdan yürek dağlıyor...
7 aylık hamile olan
eşi Leyla Özdemir'in
"Sen gittin yerine oğlun gelecek"
feryadına mı,
oğlunu doya doya
bağrına basamayan
ana-babaya mı,
kardeş acısıyla
yıkılan ağabeye mi
yoksa 2 ay sonra babasız dünyaya gelecek
minik yavruya mı yanalım?..
Ya da şehidin hem eşi hem de ana-babasının
Ordu'nun Akkuş İlçesi'nde
tek katlı, pencereleri
naylonla kaplı
derme çatma
bir evde oturduklarına mı?..
O evin hali,
acıları
katmerleştirmiştir...
İşte o ev;
bana Adanalı Recep
Çavuş'u hatırlatmıştır...
"Cumhuriyetin ilanından sonra
Atatürk, yanındaki kurmaylarıyla
Adana'yı dolaşırken; kılavuza güzel binaların sahiplerini sorar.
-Bu villa kimin?
-Kirkor Efendinin Paşam!
-Şu köşk?
-Dimitri Efendinin Paşam!
-Ya şu ilerideki konak?
-Salamon Efendinin Paşam!
Atatürk, öbür taraftaki toprak damlı, virane evi sorar.
Kılavuz cevap verir:
-O da Recep Çavuş'undur.
Atatürk, bu duruma biraz sinirlenir ve doğruca gider, Recep Çavuş'un evinin kapısını çalar. Dışarı çıkan Recep Çavuş birden Atatürk'ü karşısında görünce biraz telaşa kapılır ve asker selamı vererek; "Emredin Paşam" der.
Atatürk, bu sefer Recep Çavuş'a sorar:
-O villa Kirkor Efendinin, şu köşk Dimitri Efendinin, şu konak Salomon Efendinin, bu virane de senin! Ermeni, Rum ve Yahudiler şu binaları buralara dikerken sen neredeydin?..
Recep Çavuş, gururla şu cevabı verir:
-Onlar para kazanırken, ben sizinle Çanakkale'de, Sakarya'da savaşıyordum.
Bu sözler, Atatürk'ü duygulandırır."
Şehit Jandarma Çavuş Nuh Özdemir de
bu vatan toprağı için teröristlere karşı
savaşıyordu...
Evini yaptıracak ne parası ne fırsatı vardı...
Bu millet; Adanalı Recep Çavuş'u
hiç unutmadığı gibi Ordulu Nuh Çavuş'u da unutmayacaktır...
Şehitlerin aileleri bu millete
emanettir...
Ve Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz,
şehidin ailesine ev alma, İlkadım Belediye Başkanı Erdoğan Tok da
evin eşyalarını gönderme sözü vererek,
o emanete millet adına sahip çıkmışlardır...
Bizi biz yapan da
bu "milli haslet"
farkıdır...