8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla bir mesaj yayımlayan Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, dünyadaki tüm kadınların özel olduğunu ancak Türk kadınının daha farklı bir yerde olduğunu belirterek, ''Türk kadını bu milletin tarihine öyle büyük bir katkı sağlamıştır ki; Türk askeri ile omuz omuza bu vatan topraklarının kurtarılmasında, Türk milletinin var olmasında çok önemli bir rol oynamıştır. Kimisi Nene Hatun gibi üç aylık bebeğini beşikte bırakarak gitti cepheye, kimisi de Hafız Selman İzbeli gibi cephe gerisinde askerlerimiz için çorap, kazak, fanila ördü. Cepheye mermi taşıyanlar, yaralı askerlerimizi iyileştirmek için insan üstü bir gayret ortaya koyanlar, Türk ordusuna giysi, yiyecek gibi yardım sağlamak için çabalayanlar. Halide Edip Adıvar, Şerife Bacı, Halime Çavuş, Erzurumlu Kara Fatma, Nezahat Onbaşı ve daha yüzlerce kadın savaş kahramanı var yiğit Türk milletinin. Vatanımızın birliği ve bütünlüğüne halel gelmemesi için korkusuzca savaşan tüm kadınlarımızı saygıyla, rahmetle, minnetle yad ediyoruz. Tıpkı Atatürk'ün de ifade ettiği gibi; 'Dünyada hiçbir milletin kadını 'Ben Anadolu kadınından fazla çalıştım. Milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek verdim' diyemez'' ifadelerini kullandı.

''Kadına yönelik şiddet bugünün en önemli sorunudur''
Günümüzde yaşanan kadına şiddetin ve kadın cinayetlerinin en önemli sorunlardan biri olduğunu vurgulayan Geylan, kadını koruyamayan devlet anlayışını kabul etmenin mümkün olmadığına dikkat çekti. Geylan, bu konuda farkındalık oluşturmak ve kadına yönelik şiddetin önüne geçmek için cezai müeyyideleri artırmanın çok önemli olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti:
''Türk tarihini yazan kadınlarımız ne yazık ki günümüzde kadın cinayetlerine kurban gitmekte, kimi yerlerde hala kız çocuklarımızın eğitiminin önüne engeller konulmakta, iş hayatında, sivil toplum kuruluşlarında yönetim mekanizmalarında az sayıda temsil edilmekte, siyasette geri planda yer almaktadır. Kadına yönelik şiddet bugünün en önemli sorunudur. Tehdit edilerek sindirilen, baskı altında yaşayan, yediği dayak belli olmasın diye makyajla yüzünü kapatmak zorunda kalan, çeşitli işkencelere maruz bırakılan, tecavüz edilen, hatta öldürülen kadınlar ülkemizin kanayan yarasıdır. Bu konuda farkındalık oluşturmak, kadına yönelik şiddetin önüne geçmek için cezai müeyyideleri artırmak çok önemlidir. Sadece cinayette değil, kadının tehdit edilmesi durumunda bile faile ağır cezalar uygulanırsa, bu konuda önemli bir mesafe katedilecektir. Kadını korumak devletin asli görevidir. Kadını koruyamayan, onu kaderiyle tek başına bırakan bir devlet anlayışını kabul etmemiz mümkün değildir.''

''Kadınlar kendilerini yönetim mekanizmalarının dışında tutmamalı''
Geylan, çalışma hayatında kadınların sayısının erkeklere oranla çok daha az olduğunu belirterek, ''Çalışma hayatımızda kadınlar ne yazık ki erkeklere oranla çok daha az sayıda yer almaktadır. TÜİK Temmuz 2018 yılı verilerine göre 15 yaş ve üstü nüfusta iş gücüne katılım oranı yüzde 54'tür. Cinsiyete göre baktığımızda iş gücüne katılım oranı erkeklerde yüzde 73.8 iken, kadınlarda yüzde 34.7'dir. İstihdam oranı da 15 yaş ve üstü nüfusta yüzde 48.2'dir. Cinsiyete göre baktığımızda istihdam oranı erkeklerde yüzde 67.1 iken, kadınlarda sadece yüzde 29.7'dir. Bu noktada devletimizi yönetenlere büyük görev düşmektedir. Kadınların önündeki engelleri kaldırmak, önce eğitim hayatında, ardından çalışma hayatında yer almasını sağlamak, kadını eve tutsak eden anlayışla mücadele etmek, bunun için de toplumun zihin kodlarını değiştirmek çok önemlidir. Özellikle sivil toplum kuruluşlarında kadının yeri çok önemlidir ve bu konuda kadınlarımızdan talep gelmesini önemsiyoruz. Kadınlar kendilerini yönetim mekanizmalarının dışında tutmamalı, yönetimde aktif olarak görev almalıdır. Kadınlarımız sivil toplum kuruluşlarında, sendikalarda ne kadar aktif görev alırsa o denli başarılı işlere imza atmamız mümkün olacaktır'' açıklamasında bulundu.

''Okumayan tek bir kız çocuğu kalmamalıdır''
Kız çocuklarının okutulması için her türlü seferberliğin yapılması ve okumayan tek bir kız çocuğunun kalmaması gerektiğinin altını çizen Geylan, ''Kız çocuklarımızı da eğitimin içine tamamen katmalıyız. Okumayan tek bir kız çocuğu kalmamalıdır. MEB 2017-2018 eğitim-öğretim yılı istatistiklerine göre ülkemizde kız çocuklarında okullaşma oranı ilkokulda yüzde 91.68, ortaokulda yüzde 94.69, ortaöğretimde yüzde 83.39, yükseköğretimde de yüzde 47.36'dır. Kız-erkek tüm çocuklarımızın okullaşma oranlarını artırmalı, çocuklarını okula göndermek istemeyenler hakkında ciddi yaptırımlar uygulanmalıdır. Aksi taktirde her yıl çok küçük artışlarla okullaşma oranlarında yüzde 100 oranını yakalayamayız. Öte yandan kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesinin önüne mutlaka geçilmelidir. Oyun çağındaki çocukların gelin olarak karşımıza çıkması bizleri derin üzüntülere sevk etmektedir. Türk Ceza Kanunu'nun 6/1-b maddesi uyarınca 18 yaşını doldurmamış kişi çocuktur. Dolayısıyla bu konuda farkındalık oluşturmak için daha fazla gayret edilmeli, 18 yaş altında yapılan hiçbir gayri resmi evliliğe izin verilmemeli, hatta çocuklarını bu yasa dışı evliliklere zorlayan, önayak olan, göz yuman ebeveynler çok ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Vatanımız ve bayrağımız için, milletimizin bölünmez bütünlüğü için, geleceğimiz için toprağa düşen, şehit olan tüm yiğit Mehmetçiklerimizin annelerinin ve tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutluyoruz. Umuyoruz ki önümüzdeki yıllarda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kadın sorunlarının, kadına yönelik şiddetin, kadın istismarının konuşulduğu değil; kadınlarımızın doyasıya coşkuyla kutladığı bir gün olur'' dedi.