"Ergenekon Davası" şüphelisi olarak
epeyce zaman
tutuklu kalan
Sakarya Üniversitesi
Öğretim üyelerinden
Doç. Dr. Emin Gürses,
bir TV kanalında
Türkiye'de bazı yabancı
istihbarat teşkilatlarının
uyuşturucu kaçakçılığı yaptığını
ve elde edilen gelirle de
ülke içinde birtakım operasyonlar
gerçekleştirdiklerini
söylemişti...
Hatta, o istihbarat
teşkilatının ismini de
vermişti...
Bu sözler için dünya devi o ülkeden
hiçbir tepki gelmedi ama
Gürses, bir süre sonra
Ergenekon davasının
sanıklarından oldu...
Emin Gürses, o sözleri söyledikten sonra
o ülkenin gazetecileri,
"bizimkiler,
uyuşturucu ticareti yapıyormuş"
diye yazdı mı?..
Çünkü, devletin
dışarıda yaptığı
her şeyin
ülke yararına olduğunu
biliyorlardı...
Lafı nereye getireceğimi
anladınız herhalde...
Evet, MİT TIR'larından
söz edeceğim...
O TIR'larda
önce "gıda maddesi var" denildi. Sonra da
TIR'lardaki silahın
Türkmenlere gittiği söylendi...
Kimi siyasetçi "silah var" diye yemin bile etti...
Kimi de o silahların
Türkmenlere değil,
terör örgütlerine gittiği yolunda
açıklamalarda bulundu...
Bu haberi günlerce manşetlerine taşıyanlar,
"Belge var mı?"
diye sorulduğunda, "duyduk"
dedi...
Dünyanın neresinde olursa olsun,
ülkenin istihbarat teşkilatını
"deşifre" edenlere
karşı, devlet refleks gösterir...
Aksini yaparsa,
duyduk duymadık her şey,
devleti yıpratır...
Ne oldu sonuçta,
Türkiye dünyaya
"rezil" oldu...
Hangi ülkenin
polisi ve jandarması,
kendi istihbarat
teşkilatını böylesine
zor duruma düşürür?..
Hesap başka aslında...
Tayyip Erdoğan'ı, "Savaş suçlusu" olarak
Lahey'de yargılatma
planını kurgulayanlar,
bir "fani" için
"baki" devleti,
ne hale getirdi?..
Sonuç ortada işte...
Suriye'de "dış kapının mandalı" olduk!..
Elin İtalyanı, Çinlisi, Japonu ve bilmem nerelisi,
yurttaşı olduğu ülkenin
menfaatini düşünürken;
Türklüğüyle övünenlerden bazıları,
"Türkiyeli" bile olamadı, olamıyor...
Yeter ki Erdoğan gitsin de
Türkiye de bitsin, öyle mi?..
Yazık ki yazık!..