"Angajman" sözcüğünden
"gına geldi"
yani usandım artık!..
Suriye sınırından
topraklarımıza
düşen ya da
kasıtlı olarak
atılan havan topu, füze ve
roketatar mermilerine
"angajman kuralları"
gereği karşılık verdik,
vermeye devam...
Diplomatik girişimlere
rağmen hava sahası ihlallerini
sürdüren Rus uçağını
düşürdük...
O da "angajman kuralları"
gereğiydi...
Sayısını hatırlamadığım
kadar,
havan topu ve roketatar mermileri
evlere düştü,
okullara isabet etti...
Çocuklarımızı kaybettik...
O zaman da
angajman kuralları
gereği, "misliyle karşılık" verdik...
Önceki gün, Kilis'e
IŞİD'in hakim olduğu bölgeden
8 adet Katyuşa roketatar mermisi
atıldı...
Biri 4 yaşında çocuk,
iki insanımızı kaybettik. Üç yaralımız var...
Yine "Angajman kuralları"nı
uyguladık...
Onlar bize, biz onlara...
Bir "angajman kuralları" aldı
başını gidiyor...
Neymiş şu "angajman kuralları"
bir bakalım mı?
"Angajman kuralları, kısaltmalar içeren askeri direktiflerdir. Bir başka deyişle, yetkili bir otorite tarafından çıkarılan ve askeri kuvvetlerin hedeflerini yerine getirirken tabi olacakları kuralları ve sınırları çizen direktiflerdir."
Şimdi de soralım:
Okul, hastane ve
camilerin bombalandığı,
masum halkın öldürüldüğü
ve insanlık dışı katliamların
yapıldığı o bölgede,
kim sınır ve kural tanıyor?..
Terörist olarak görülen
grupların vahşetleri bir kenara,
Rusya, okul, cami, hastane, fırın
ayırt etmeden masum insanların
üzerine bomba
yağdırırken;
ne savaş suçu ne insanlığa
karşı işlenmiş suçlardan
söz eden var...
Hiç kimse; "Rus yapımı Katyuşa füzeleri,
IŞİD terör örgütünde ne arıyor?"
diye de sormuyor...
Rusya,
IŞİD'e karşı savaşmak için
o bölgeye girmedi mi?..
Savaş çığırtkanlığı
yapmak gibi bir niyetim asla yok!..
Ne var ki sınırda roketatar mermileri ve havan toplarıyla
öldürülen o çocukları gördükçe,
ikide bir "angajman kuralları gereği karşılık verdik"
açıklamaları gına getirdi, yani usandım...
Yerim, bu "angajman kurallarını"!..