Bir yandan 'virüs' olarak ifade ettikleri uçma aşkıyla hareket ettiler, bir yandan geleceği yakalamak adına çok önemli çalışmalar yaptılar. Bu çalışmalar yapılırken birçok ilke de imza attılar. Bugün gelinen noktada UZAYTEM, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne pilot yetiştiriyor. Ama onların gözü daha da yükseklerde OMÜ Havacılık ve Uzay Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Profesör Doktor Ferşat Kolbakır, 'Roket sistemlerinden uçak yapımına kadar yapılabilecek her türlü çalışmayla uzaya çıkmak istiyoruz' diyor.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Sizi tanıyabilir miyiz?

Ferşat KOLBAKIR: Ben Samsun'un öz evladıyım. Ailem yaklaşık 70-80 yıldır Samsun'da yaşıyor. Ankara Hacettepe'de tıp fakültesi eğitimi gördüm. Doktor olduktan sonra kısa bir mecburi hizmetim oldu. Sonrasında tekrar Samsun'a döndüm. Ve 33 yıldır da Samsun'dayım. Samsun'da olduğum için de büyük bir onur duyuyorum. Samsun'da kalp damar cerrahisi ihtisasımı yaptım. Ondan sonraki dönem içerisinde de yine burada öğretim üyesi olarak hizmetlerime devam ettim. Şuanda da kalp damar cerrahisinde öğretim üyesi, profesör olarak görevime devam etmekteyim.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Havacılık ve cerrahlık çok farklı alanlar gibi, havacılığa ilginiz ne zaman ve nasıl başladı?

Ferşat KOLBAKIR: 1975 yılında öğrencilik yıllarımda başladı. Havacılıkla ilgili özel bir ilgim vardı. Hatta bir aşk diyebilirim. Havacılar kendi aralarında bunu 'virüs' olarak tabir eder. 'Bu virüs kana girdiği zaman kolay kolay çıkmaz tedavisi de yoktur' şeklinde değerlendirirler.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Nasıl keşfettiniz sizdeki bu 'virüs'ü?

Ferşat KOLBAKIR: Açıkçası nasıl keşfettiğimi ben de bilmiyorum. Çocukluk yıllarımda, uçakları görebilmek için evimize 5 km mesafede bulunan havalimanına koşardım. 1975 yılında 'artık uçmak istiyorum' dedim. Hava harp okulu sınavlarına girdim. İzmir'e sınavın uçuş kısmı için gittiğimde ilk kez uçağa bindim ve yalnız uçtum. Bu virüsün hastalık derecesine ulaştığını da orada anladım. Asker olmadım doktorluğu tercih ettim. Bu arada, 1980 yılına havacılıkla ilgili olarak Samsun'da açılan kursa katılarak pilot lisansımı aldım.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: UZAYTEM müdürlüğünüz ile ilgili süreç nasıl gelişti?

Ferşat KOLBAKIR: 2008 yılında üniversitemizdeki yönetim değişikliği ile birlikte ben üniversitenin rektör yardımcısı olarak, havacılıkla ilgili faaliyetleri yürütmek üzere rektör beyden müsaade istedim. O zaman idarede olan arkadaşlarımızın tamamı destek verdi. Şuan rektör olan arkadaşımızla beraber havacılıkla ilgili kuruluşların temelini attık. Gelen destekle beraber bir takım sorumlulukları üstlenmekten çekinmedim. Doğru yoldan gittiğimizde insanların bizi destekleyeceğine ve belli yerlere gelebileceğimize de inandık. Başlangıçta hedef olarak koyduğumuz noktalardan çok daha ilerilere gittiğimizi de gördük. Bu bir sinerjinin etkisi. Özellikle havacılıkta tek başına bir mesafe kat eteniz çok zor.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: OMÜ' de sivil havacılık faaliyetleri nasıl ve ne zaman başladı şuan gelinen nokta nedir?

Ferşat KOLBAKIR: Her şeyin bir çekirdeği var. OMÜ' de de havacılıkla ilgili çalışmalar Rektör Mehmet Sağlam döneminde havacılık kulübü kurulmasıyla başlamış. Bu kulübün başkanı da Sayın Sağlam. Sonrasında, başkanlığı rektör yardımcısına devrediyor. Derken bu görev bana geldi. 1989 yılından itibaren de bu işin sorumluluğu bana ait. UZAYTEM 'in kuruluşuna kadar olan süreçte üniversitenin havacılıkla ilgili bakış açısı büyük öneme sahip. Her yönetim, çok büyük destekler verdi. Sivil havacılık yüksekokulu kurma düşüncemiz 2003 yılında oluştu ama bu düşünceyi gerçekleştirmemiz 2008 yılına nasip oldu. 19 Mayıs ilçemiz çok büyük destek verdi ve yaklaşık bin dönüme yakın bir hazine arazisi bu faaliyet için Ondokuzmayıs Üniversitesi'ne tahsis edildi. O dönem kapatılan yaprak tütün işletmeleri binası ve hangarları da olduğu gibi OMÜ' ye devredildi. Hızlı adım atabilmemiz için bütün şartlar yaratılmış oldu.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Nasıl bir yol kat edildi?

Ferşat KOLBAKIR: Güzel yerlere geldik. Sivil havacılık yüksekokulu olarak başlattığımız iş uygulamaya geldiği zaman bunu nasıl yapacağımızı düşünmeye başladık. Çünkü bu maliyetli bir iş. Yönetimdeki kişilerin bakış açısı havacılığa karşı sevgi dolu olsa da üniversitenin bütçesinin bunu kaldırması çok zor. Yöneticilerimiz çok önemli çalışmalar yaptı sağlanabilecek bütün desteği aldılar. Ve 2011 yılında UZAYTEM kuruldu.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: UZAYTEM' in faaliyet alanları neler?

Ferşat KOLBAKIR: Faaliyet alanı oldukça geniş. Bu geniş faaliyet alanı içerisinde pilot eğitiminden teknisyen eğitimine, uçak bakımından uçak yapımına kadar havacılık sektörü içindeki her türlü elemanın eğitim ve uygulamalara katılmasını sağlayacak imkanlar söz konusu. Ar-ge faaliyetleri yapılıyor. İnsansız hava araçlarından tutun havacılıkla ilgili belki de şuan aklımıza gelmeyen pek çok faaliyeti yürütebilecek kadar geniş kapsamda bir yönetmeliğimiz var. Övünerek söylüyorum burası, uçak bakım konusunda hemen hemen Türkiye'deki bütün küçük uçakların bakımının yapıldığı en önemli merkez. Uçak alıp işletme işi eğer bir bakım üniteniz yok ise adeta imkansızdır. Çoğu şeyi, ülkemizde bizden önce tecrübe edenler olmadı belki de.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Örnek verecek olursanız neler var bu ilkler arasında?

Ferşat KOLBAKIR: Sivil havacılık yüksekokulunun kurulmasından sonra ekonomik ayağının nasıl yürütüleceğini düşünmeye başladık. Buranın devamlılığın için bir sistem kurulması gerekiyordu ve böyle bir örnek daha öncesinde yoktu. Hastane işletme müdürlüğü tecrübemizden hareketle bir döner sermayenin oluşturulmasına karar verdik. Bu sistemde şu vardı: dışarıya doğrudan eğitim verilecek ve bu eğitimlerden elde edilen kazanç bizim için gelir teşkil edecek. Bunun dışında üniversitenin belli yerlerden alabileceği bağışlar, hazine yerlerinin üniversiteye tahsisi, elemanların bir yerden bir başka yere tahsisi burada bu sistemin yürütülmesi için gerekli olacak. UZAYTEM' in bugün bir tane kadrolu elemanı yok. Ama UZAYTEM için çalışan ellinin üzerinde eleman var. Bu elemanların bazıları dışarıdan hizmet alımı, bazılarıysa üniversitenin kendi kadrolarından ve bu alanda görevlendirilen kişiler. Dolayısıyla böyle bir merkez Türkiye'de bir başka yerde yok.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Emniyet Genel Müdürlüğü pilotlarının eğitimi süreci nasıl gelişti?

Ferşat KOLBAKIR: Bu eğitimin yapılması gerektiğiyle ilgili duyum aldık. Bunun üzerine dedik ki; biz bu devlet kuruluşunun pilotlarını yetiştirmeye talibiz. Emniyet Genel Müdürlüğüne gidilip konuşuldu. Onlar ihaleye çıkacaklarını söylediler. Biz devlet kuruluşu olarak bir başka devlet kuruluşunun ihalesine giremeyiz nasıl yapacağımızı düşünürken bir karadelik bulduk. Şuanda biz bir devlet kuruluşu olarak birçok devlet kuruluşunun ihalesine gidip bu hizmeti tıkır tıkır sunabiliyoruz. Bu bir ilktir.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: İsmi, Doğan olan, iki kişilik genel havacılık uçağının öyküsünü anlatır mısınız?

Ferşat KOLBAKIR: İHA yapımına yönelik çalışmalarımızdan sonra Doğan ile ilgili süreç başladı. Bununla ilgili olarak rektörlükten destek aldık. O proje daha büyük bir projenin fünyesi olacak. Biz, üniversite olarak bu fünyeyle beraber Samsun'da büyük bir uçak sanayinin gururunu duyacağız.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Ne kadar süre sonra olur bu öngörünüz nedir?

Ferşat KOLBAKIR: Bazı şeylerin öngördüğümden daha kısa sürede gerçekleştiğini de gördüm. Onun için bir şey söyleyemiyorum, ama büyük bir ihtimal beş yıl içerisinde bununla ilgili çok önemli mesafe kat edilebilir. Fikir olarak, manevi desteklerin çok olduğunu biliyorum ama bu desteklerin bir kısmının maddiyata da dönüşmesi gerekiyor. Susuz değirmen dönmüyor.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Bu günlerde İHA' ların gündemde olduğunu görüyoruz, UZAYTEM de yetkili İHA eğitim kuruluşu. Bu süreç nasıl gelişti?

Ferşat KOLBAKIR: Ülkemizde İHA 'ların kullanımına kontrolsüz şekilde başlandı. Bu bazı mahsurları da beraberinde getirdi. Atatürk Havalimanı üzerinde uçurulan insansız hava aracı, sivil havacılık genel müdürlüğünün bir an önce bu konuya yönelmesi gerektiğini ortaya çıkarttı. Bunun üzerine mevzuat geliştirildi. Sonrasında, kullanıcı olan kişilerin her birinin kayıt altına alınabilmesi için İHA eğitim kuruluşları oluşturuldu. Bununla ilgili eğitim verecek kuruluşlar içerisinde biz de başvurumuzu yaptık ve böyle bir eğitim kuruluşu olduk. Biz aslında İHA test merkezi olma amacıyla bu işin içine girdik. İstedik ki bizim yaptığımız ya da başka bir yerde yapılan İHA' ların testleri burada yapılsın. Deniz kıyısında olduğumuz için böyle bir avantajımız var. Böylelikle İHA test merkezini kurduk. Bu da farklı bir pencere oldu. Örneğin drone kullanan muhabirler bizden eğitim alıyor.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: UZAYTEM 'de öğrenci olmak ya da bireysel olarak eğitim almak için ne yapmak gerekiyor?

Ferşat KOLBAKIR: Burası bir üniversite kuruluşu. Dolayısıyla devletin getirmiş olduğu yasayla faaliyetlerini sürdürüyor. Merkez olarak uçuş eğitim organizasyonu olarak ifade ettiğimiz yapıda, şuan sadece üniversite öğrencileri değil, üniversite dışından gelip, pilot eğitimi almak isteyen kişiler de eğitim alabilir. Bazı kategoriler var. Ücretlerini yatırıyorlar ve biz de o eğitimleri veriyoruz. Bu eğitimleri verirken bu işle ilgilenen özel kuruluşları yok edecek bir tavır içerisinde de olmuyoruz. Onların da desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu destek içinde bizim farklı bir rolümüz olsun istiyoruz. Biz sadece ülkemizden değil ülkemizin dışından da talepleri alıp değerlendiriyoruz ve bu bir döviz girdisidir.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Geçtiğimiz günlerde OMÜ' nün UZAYTEM aracılığıyla Türk Silahlı Kuvvetleri' ne pilot yetiştireceğine dair gelişmeden haberdar olduk. Bu nasıl sağlandı?

Ferşat KOLBAKIR: Her şer beraberinde hayır getiriyor. Türkiye çok ciddi bir sıkıntı döneminden geçti. Belki de hala tehdit tamamıyla kalkmış değil. Türkiye tarihinde önemli bir sayfa açıldı. Türk Silahlı Kuvvetleri önemli sayıda pilotunu bu mesele nedeniyle diskalifiye etti. Ondan sonra özellikle üniversitelerin 1,2. 3. Sınıflarında havacılıkla ilgili bölümlerden öğrencilerin Hava Harp Okulu'na transferine sağlayacak bir faaliyette bulundu. Onun dışında da bu yıl üniversite sınavında belli bir puan alan öğrencilerin hava kuvvetlerine başvurdukları zaman pilot olarak yetiştirilmesi için kabul edeceklerini belirttiler. Bu sürecin sonunda hiç uçağa binmemiş öğrencileri ciddi bir, bir haftalık yer dersinin ardından uçağa bindirdik. Daha önceden motosiklete dahi binmemiş bu arkadaşlarımız tek başlarına uçuşlarını yaptılar. Bu çok önemli bir şey. Burada gördük ki biz gençlerimizi eğitirsek, onların var olan potansiyelini değerlendirirsek önemli noktalara gelebiliriz. Ben rektör beyden rica ettim ve dedim ki ' Sayın Rektörüm gidelim Türk Hava Kuvvetleriyle konuşalım ve diyelim ki; biz üniversite olarak sizin silahlı kuvvetlerinize alınacak olan öğrencilerin yetiştirilmesinde katkı vermek istiyoruz' onun üzerine görüşme gerçekleşti. Onlar bu işi ihale şeklinde yapacaklarını belirttiler. Biz çalışmalarımız başlattık ve bize 'bir hafta içinde eğitimlerinize başlayacaksınız' dendi. Söylenenden çok daha öncesinde çalışmalarımızı tamamladık. Yoğun bir eğitim süreci yaşandı. 110 öğrenciyi yaklaşık bir buçuk aylık dönem içerisinde yetiştirdik. Yüzde 97 başarı elde edildi. Ve bu başarıyı elde eden şu anda bir tek biz varız. Bu gururda a dan z ye herkesin payı var.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Hedefleriniz arasında neler var?

Ferşat KOLBAKIR: Biz uzaya çıkmak istiyoruz. Bunu astronot yetiştirmek gibi algılamasınlar. Ama biz roket sistemlerinden tutun, uçak yapım, uçak sertifikasyonu ile ilgili yapılabilecek her türlü faaliyetlerin içerisinde üniversite olarak ağımızı genişletmek istiyoruz. Burada kuluçka makinesi olmak istiyoruz.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Teşekkür ederiz.


Röportaj: Burcu DÜZGÜN ÇOBAN
Fotoğraf: Pirsu DÜZGÜN