Evet; her şey siyah değil bu kentte. Maviyi severim ben insana huzur
verir diye. Maviler de var. Yeşil muratmış bize öyle öğretmişlerdi
çocukluğumuzda, hala öyle inanırız. Yeşilleri de bol bu kentin. Ve
beyaz, temizliğin, saflığın rengi beyaz; çık şöyle bir bak etrafına,
sanırsın her şey beyaz.
Sabah yürüyüşlerinde görüyorum sevginin en beyazını, selam veren,
selam alan, birisi selam vermeden geçerse şaşıran, verdiği selam
alınmazsa üzülen derya gönüllü insanları. Coşkuları denizin mavisiyle
yarışta, hayalleri ormanlarca yeşil ve sevdaları ak insanlar.
Ses ve saz sanatçıları var bu şehirde, yazarlar var, şairler var,
operacılar var, tiyatrocular, ressamlar, hat ve tezhip ustaları var.
Biz pek tanımasak da, tanıyanlar ve marifetlerinin hakkı iltifatı hiç
esirgemeyen sanatseverler de var.
İyi şeyler oluyor bu kentte sanat ve kültür adına. Tiyatrolar,
operalar, konserler, söyleşiler, paneller kentin kültür ve sanat
hayatına zenginlikler katıyor. Elimden geldiğince takip etmeye
çalışıyorum ama ne yazık ki yetişemiyorum. Kayıp sanatkarların değil
benim. Ben o zenginliklerden, o güzelliklerden ve o lezzetlerden ve
bilgilerden mahrum kalıyorum. Kaybeden benim. Çoğu kaybetmenin hüznünü
azı yakalamanın sevinci gideremiyor. Gördüklerimle ulaştığım doyulmaz
hazzı göremediklerimin beynimi kurcalayan üzüntüsü alıp götürüyor.
Kitaplar yazılıyor, kitaplar yayınlanıyor. 'Üniversite kenti, elbet
olacak' demeyiniz; o ayrı bir konu; benim bahsettiklerim genç
kalemlerin Türkçenin güzellikleriyle oluşturdukları edebi eserler. Ne
yazık ki yeterince tanıtılmıyorlar, tanıtılamıyorlar. Ben de suçluyum
bu konuda. Siyasetin işgalinden kurtarıp da sütunlarımı bir türlü bu
sanatçıların emrine veremiyorum. Ama yok artık; yeni yılda kıracağım
bu kısır döngüyü, söz. Sanata daha çok yer ayıracağım. Çünkü bu kentin
sanatkarları bunu fazlasıyla hak ediyorlar.
Bir zamanlar siyasetimizde nükte vardı, tiyatro vardı. Devlet ve
siyaset adamları kendilerini hicveden oyunları en öndeki koltukta ve
en şen kahkahalarla izlerlerdi. Ne zamanki nükte ve tiyatro siyaset
dünyasından çekildi ya da kovuldu o gündür bugündür siyaset uzlaşmaz
bir kimliğe büründü. Hem de milletin her geçen gün biraz daha
gerildiği ve biraz daha ayrıştığı bir süreçte. Oysaki tam da
bugünlerde ihtiyaç var siyasette nükteye.
Önümüzdeki günlerde Samsunlu yazarlardan ve onların kitaplarından
bahsedeceğim. Kütüphanemde bir hayli fazla kitap birikti Samsunlu
yazarlardan. Onları tanıtacağım. Yazarları, şairleri tanıtacağım.
Belki de çoğunuz tanıyorsunuz bile. Ama insan olarak ama mahallenin
bir ferdi, bu kentin bir insanı olarak. Bir bilseniz mahallenin o
sessiz sedasız insanının hangi esere imza attığını, daha bir başka
bakacaksınız ona da mahallenize de. Şüphesiz onların arasından çıkacak
bizi bu ülkenin gündemine taşıyacak gurur abideleri.
Bu kentte sadece siyahlar yok, her şey siyah değil. Sanat ve kültür
mavi enginlikler, yeşil muratla ve ak umutla sunuyor bize. Ve
fazlasıyla var bunlar bu kentte. Bulunmaları da kolay, yeter ki
arayalım. Söz ben bundan sonra daha sık takip edeceğim bu etkinlikleri
ve bu köşede sizlere bolca duyurmaya çalışacağım. Sanat dolu, sevgi
dolu, huzur dolu nice günlere ulaşmak dileğiyle…