Hz. Ömer(ra)''in adaletini sağlayan şahitlerin bazı özelliklerini vermeye devam edelim:

Dünden devamla10-Kuşlar ile oyunbazlık yapan. 11-Bazı enstrümanlarla(hepsi değil) oyun oynayan. 12- Santranç ile kumar oynayan ya da oynarken namazını kaçıranlar, oynarken çok yemin edenler. 13- Haddi gerektiren büyük günahları işleyenler. 14-Dalkavukların(tufeyliler). 15- Ehline(ailesine) ve hayvanlara çok küfredenler. 16- Bahil(malından gerekeni vermeyen yani Allah ve kul hakkı olarak)olanlar. 17- Vakti muayyen olan farz namazı, orucu, özürsüz cemaati ve cumaayı terk edenler. 18-Cezaevi mahkumlarının birbirlerine şahitlikleri de kabul edilmez.

19-Faiz almakla ünlenmiş kişilerin. 20- Perdesiz hamama girenlerin, yol üzerinde yemek yiyenlerin, aşağı- yukarı konuşanların, yol üzerinde su dökünenin, tavla oynayanın, yalan konuşanın, insanları başlarına toplayarak şarkı-türkü söyleyen kadın ve erkeklerin, alkol içenlerin, çocukların oynama sırasındaki olaylarda birbirlerine yaptıkları şahitliklerin, Konuşmalarında çokça yemin edenlerin, zekatını vermeyenlerin şahitliklerini İslam fıkıhçıları kabul etmemişlerdir.

Bunlardan başka daha başka davranışları sergileyenlerin de şahitlikleri kabul edilmez.

Günümüzde bunlara bakarsak hiçbirimizin şahitliği kabul olunmaz.

Örneğin; hangi birimiz ayaklarımızı uzatmaz ya da yol kenarında ve hatta yürürken yemek yemez yada mazeretsiz cemaati terk etmeyiz?

Hz. Ömer'in adaletini getirmek için hakimleri ve şahitleri bulsak o ince hükümleri kabul edecek insan da bulmalıyız.

Yezid'e denidi ki, ' neden Hz. Ömer gibi adalet yapmıyorsunuz?

Eline kazmayı alarak toprağı kazmaya başlamıştır.

'Ne yapıyorsunuz?' denilince de, ' Hz. Ömer'in dönemindeki insanları arıyorum' demişti.

Fıkıh Istılahları Kamusu'nda Yazır'a göre, ' şahitlik şartlarını taşıyanlar aynı zamanda hakimlik şartlarını taşır. Ancak fasıklarda((aleni günah işleyen ya da büyük günah işleyenler) şahitlik yasaklandığı halde hakimlik yasaklanmamıştır.'

Bunun da farklı toplumsal ve sosyolojik izahları yapılmıştır.

Bu konularda aceleci ve ütopik olmamalı, İslam adına yaptığımız konuşmalarımıza dikkat etmeliyiz. Türkiye'yi ve İslam coğrafyasını iyi okumalıyız. Sitenin taşlarını, ustalarını ve harcını bulmadan inşaata başlanmaz. Yoksa olanı da kaybetme riskini yaşarsınız.

Politikacılarımız dünyevi koltuk hırsıyla ahiret koltuklarını heba etmemeleri gerekir. Kitleleri seraba doğru koşturmamaları gerekir diye düşünüyoruz.

Selam ve sevgi ile…

[email protected]