Bu ülkenin

yaşadığı ekonomik
krizlerde,
Aradan çıktı
ifadesiyle
iflas ettikleri
anlatılmaya
çalışılan
insanların,
kaybediş
öykülerine
bakıldığında;
çoğunun öngörüsüzlük
kurbanı olduğunu
görmek mümkündür...
İşadamı; işine sahip çıkmak
ve sektörüyle
ilgili gelişmeleri yakından
takip ederek,
buna göre
pozisyon
almak zorundadır...
Hiçbir kriz,
birdenbire
gelmemiştir...
Piyasa aslında bunun
sinyallerini
çoktan vermiştir
ama işadamının algı sinyalleri
arızalanmışsa,
hüsran kaçınılmazdır...
Pozisyonunu Hec etmeyip,
yani mevcut açık pozisyonu kapatmadan, tersine işlem yaparak; piyasada oluşabilecek risklere karşı kendisini koruma altına almamışsa,
o sinyallerin sesi yükselir...
Niyetim, ders vermek değil...
Bu çizgide yürüyenleri
görüyorum. Krizleri fırsata dönüştürmeyi
bilerek, küçülmek bir yana
büyüyorlar...
Çünkü, bu gelişmeler
karşısında,
gardını almış
boksör gibi
hazırlıklı bekliyorlar...
O yüzden onların lügatinde
sürpriz yoktur...
Böyle olunca da ne kendilerine ne de çevrelerine
zarar verirler. Aksi davrananlar;
sadece ailesine değil,
dostuna, çalışanına, piyasada güvenle iş yaptığı
insanlara da büyük zararlar verir...
Allah kimseye yaşatmasın ama
gazetelerin 3. sayfalarında, ülkenin
her yerinden
böyle sorunlarla
gelen felaket haberleri vardır...
Yani demek istediğim;
bir işadamı,
zenginliğiyle değil, taşıdığı sorumluluklarla
büyük işadamı sıfatını kazanır...
Parayı kazanmak ya da kaybetmek
değildir mesele...
Mesele; ünlü Alman sanayici Bosch un dediği gibi,
itibar dır...