Ülkemizde yaşanan önemli sorunlardan biri de iş kazalarıdır.Bu kazalar azalmak yerine her geçen gün artmakta ve cinayete dönüşmektedir.

'Okul masraflarını karşılamak için inşaatta çalışan tıp öğrencisi Remzi Ersu, iş cinayetinde hayatını kaybetti." Duydunuz mu?...

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre,2016 yılında 1970 işçi çalışırken yaşamını yitirdi ve Türkiye tarihinde en çok işçi ölümü geçen yıl gerçekleşmiş oldu.

Ölümlerin en çok gerçekleştiği iş kolları inşaat, tarım ve taşımacılık.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, OHAL ilanı ile beraber iş cinayetlerinin yüzde 9 arttığını, ekonomideki daralma dolayısıyla sermayenin maliyetleri düşürmek için emeğin daha uzun sürelerde daha ucuza çalıştırılmasını içeren bir politika izlediğini,dolayısıyla da iş cinayetlerine temel neden olan koşulların yaratılmış olduğunu belirtti…

İşçilerin çalışma koşulları giderek ağırlaşıyor ama buna karşın işlerini kaybetmemek için ses çıkartamıyorlar!

2017 yılında da aynı ölümlerin yaşanmaması için;

Sağlıklı ve güvenli çalışmanın ön koşuluolarak işçilerin karar süreçlerine katılması gerekir. İşçiler, bunu ancak sendikalaşarak sağlayabilir.Oysa, ülkemizde sendikaya üye olan işçiler işten atılıyor,patronlar işyerlerinde sendika istemiyor . Yetkililer,daha ileri giderek sendikaların yapacağı basın açıklamalarını, toplantıları ve grevleri,yani toplu pazarlık hakkını yasaklıyor. Sendikal örgütlenme özgürlüğü üzerindeki baskılar sona ermeli,

İş güvenliği kurulları işler hale gelmeli,

Taşeronlaşma ve kiralık işçiliğe son verilmeli,

Her gün ortalama altı işçinin ölümünden sorumlu olanlar yargılanmıyor . Yargılananlar ise Soma davasında olduğu gibi 'ben yapmadım fetö yaptı' diyerek adeta işçilerle dalga geçiyor.

İş cinayetlerinin son bulması için sorumlular yargılanmalı ve hesap vermelidir!...