İslam coğrafyasında sayıları milyonlarla ifade edilen yetimler vardır.
Yetimlerin anne ve babaları, yaşayan Müslümanlar olmalıdır.
Peygamberimiz (S.A.V.) anne ve babası olmayan çocuğa kendisini baba, hanımını da anne yapmıştır.
Yetimlerin canı, malı ve eğitimi bize emanettir.
Geçenlerde Canik Kültür Merkezi’nde İHH Vakfı Genel Başkanı Hukukçu Sn. Bülent Yıldırım Beyi dinlerken irkildim.
Başkan Sn. Yıldırım, İslam coğrafyasındaki yetim ve yoksul çocukların büyük oranda Batılı misyoner güçlerin kıskacında olduğunu ifade etti. Örneklerle bu durumu açıkladı. Duyduklarını ve okuduklarını değil, yaşadıklarını anlattı.
Sn. Yıldırım’ın konuşmasının sonunda İslam coğrafyasında bulunan milyonlarca yetimlerin sahipsiz olduklarını anladık. Müslümanlardan çok, bu yetimlerin anne ve babalarını öldüren yani anne ve baba katilleri Batılılar sahip çıkmaktadır.
Batılıların sahip çıkmalarının iki önemli amacı olmalıdır:
Birincisi, bu çocukların oralardan kaçırılıp büyük meblağlarla organ mafyalarına satılmış olabilecekleri;
ikincisi ise bu çocukların misyoner olarak yetiştirilip geleceğin Müslümanlarına karşı kullanabilmeleridir.
Bu iki ihtimal gözardı edilecek gibi değildir.
Batılıların bu çocukların anne ve babalarını öldürmeleri, ev ve vatanlarını harabeye çevirmeleri yetmiyor gibi çocuklarını da yok etmektedirler.
Bu durum geçmiş ve gelecek zamanların en korkunç yetim soykırımıdır.
Çözüm, bu çocuklara sahip çıkmak ve böylelikle de bu çocukların ve İslam coğrafyasının geleceğini güvenceye almaktır.
Bu yaraları yalnız Türkiye değil, tüm Müslüman ülkeler seferber olursa ancak sarabilir.
Değilse korkarım ki, Müslümanların başına gökyüzünden musibet taşları yağacaktır.
Selam ve dua ile…