Gençlerimiz,okumuyor, çalışmıyor; evde oturuyorlar!..

Neden?

15-25 yaş arası lise ve üniversite çağındaki her üç gençten biri ne okulda ne de işyerinde…

Kadınlarda durum daha kötü: İki kadından biri okutulmuyor ve çalıştırılmıyor. (Ama her gün bir kadın öldürülüyor!..)

Bir yandan en büyük zenginliğimizin genç nüfus olduğunu söyleyeceksiniz, diğer yandan onları böyle ziyan etmek ne anlama geliyor…

Okulların hali ortada: Eğitemiyor, öğretemiyor, yetiştiremiyor, beceri kazandıramıyor…

Sadece bir üst öğretime geçmek için sınavlarda eleyici, ezberci bilgi hafızlatıyorlar!..

İyi ezberleyen, ezberleyemeyeni geçiyor. Sonra gidilebilen üst okul da hayata hazırlamaktan uzak bir mantıkla kurgulandığı ve gerçek bilgi ve beceri ile donatamadığı için sadece 'diploma' veriyor…

Bu kurumlar gençleri oyalayıp toplumda diplomalı işsiz yetiştirmiş oluyor. Gençler, bu yüzden hayata hazırlamayan bu kurumları tercih etmiyor…

Bu yıl üniversite sınavlarına girip de hiçbir yeri kazanamayan yaklaşık 1 milyon genç, boş kalan 300 bin okulun kontenjanını tercih etmedi. Yetkililer de şaşırdı,neden!.. Artık ne verirsen yemiyor gençler…

Dışarıda kalan belli bir beceri eğitimi alamayan çocuklar, çoğunlukla geçici, güvencesiz işlerde, düşük ücretlerle 'boğaz tokluğu'bile olmadan çalıştırılıyorlar…

Toplumsal gerçeklik için'Teröristler on beş çocuk yapıyor,biz de yapalım!'nicel yaklaşımını, nitelik olarak yukarıdaki gerçeklikler ışında değerlendirmek gerekiyor!

Eğitimi, nitelikli, üretime dönük, bilimsel temellere oturtmadan, gelir dağılımındaki dengesizliği düzeltmeden, dengeli bir ücret-fiyat dengesi oluşturmadan, kadınların istihdamı için pozitif ayrımcılık yaklaşımıyla önlemler almadan,'genç' ve 'eğitimli' önceliğine dayalı iş alımını teşvik eden önlemler almadan bu sorunu çözemeyiz…

Eğitim ve çalışma alanının dışında kalan çocuklara ve gençlere uyuşturucu ve suç alanları kalıyor!..

Hepimiz elimizi taşın altına koyalım!

Buna izin vermeyelim!..