Hepimiz biliyoruz ki, FETÖ. İslam coğrafyasının yakın tarihinde ortaya çıkmış en önemli takiyye gruplarındandır.

15 Temmuz 2016 tarihinden önceki mücadelesinde oluşturmuş olduğu özel ameli fıkıhla İslamın bütün değerlerini altüst etmiştir.

15 Temmuz'dan sonra yeni ve sinsi bir mücadele başlatarak 'İTİRAFÇI' adı altında masum insanları kendilerinden göstererek toplumda 'mağduriyetler oluşturarak' hükümeti zor duruma sokmaya ve hatta oy kaybettirmeye çalışmaktadırlar.

Örneğin; çocuklarını FETÖ'nün okullarında okutanlardan biri üniversitede rektör, rektör yardımcısı ya da FETÖ komisyon üyesi, diğeri ise cezaevinde ya da açıkta.

Doğu'da ve Güneydoğu'da PKK ile işbirliği yapıldığı gibi üniversitelerde ve bürokraside de solcularla yapılarak AK PARTİ kadrolarını tasfiye ile ilgili pis kokular gelmektedir.

FETÖ 15 Temmuz'da başarsaydı yapacakları şeyleri şimdilik kriptolarıyla ve itirafçılarıyla yapmaktadır.

Sayın Cumhurbaşkanımızın bunca yoğunluğuna rağmen bu oyunun farkında olması bizleri ve milletimizi sevindirmiştir.

Sayın Cumhurbaşkanımız 18 0cak 2017 tarihli Beştepe'deki konuşmasında şunları söylüyor:

'…Hiç kimseye ve hiçbir gruba ne yargıyı ne de başka bir grubu peşinen asla teslim etmiş değiliz. Fakat bu örgütün (FETÖ) zihin dünyası ve organizasyon yapısı, her türlü iyi niyeti istismara müsait olduğu için adeta 'Saman altından su yürüterek' pek çok yerde güç temerküzüne girdiklerini gördük.

Türkiye'nin darbecilerle, cuntacılarla, vesayet odaklarıyla mücadelesi adına yargıya verdiğimiz desteği, bu örgüt (FETÖ) kendi militanlarına yol açmak için kullanmıştır. Bu durum, sadece kadroların istilasına yol açmamış, aynı zamanda darbecilerle, cuntacılarla, vesayet odaklarıyla yaptığımız mücadeleye de çok büyük zararlar vermiştir.

Suçlu ile suçsuzu aynı çuvala koyan anlayışın adalet tesis etmesi mümkün değildir. Bir davada tekbir masum dahi mağdur ediliyorsa orada adaletten söz edilemez… '

' …Şu anda içeride olanlardan çok iyi tanıdıklarım var. İtirafçı namıyla ortaya çıkıyorlar. Fakat bunlar doğru konuşmuyor. Bakın bunu açık söylüyorum. İtirafçı diyerek ortaya çıkarken bunlar, gayet iyi aldatmacayı oynuyorlar. En tehlikeli olan da bu. Bunların bir kısmıyla başbakanlığım zamanında baş başa görüşmelerim olmuştur. İtirafçı olarak söyledikleriyle o dönem söyledikleri tamamen farklı…'

Tepede en yetkili sorumlunun ifade ve titizliğiyle diptekilerin iş ve işlemleri farklı olmakta ve keyfe mayeşa uygulamaları zulmü aşan kasıtlılığa ve hatta kumpaslığa dönüşmektedir.

Bunun için de her ne şart altında olursa olsun her memur yaptığı işten ölünceye kadar sorumlu tutulmalıdır.Selam ve sevgi ile…