Eski Vilayet binasının
mimari özelliğine uygun onarımı sırasında,
tarihi yapının bodrum katında
bulunan eski eserlerin
hurdacıya satıldığını
öğrenince, hiç şaşırmadım...
Niye mi?..
Çünkü, bu memlekette
hiç kimse uyarıları dikkate almaz!..
İstediğin kadar yaz,istediğin kadar söyle...
Kimin umrunda?..
Eski Vilayet binasındaki çalışmalar başlamadan önce Tarihçi-Yazar Baki Sarısakal, Burası tarihi bir yapıdır. Çalışmalar, uzmanlar gözetiminde yapılsın demedi mi?..
1884 yılında Trabzonlu Osman Paşa
tarafından yaptırılan binanın bodrum katının
Hapishane hücresi olarak kullanıldığını
açıklamadı mı?..
Şimdi çıktık, Tarihi eserler hurdacıya satıldı diye
feryat ediyoruz...
Hem de yoldan geçtiği söylenen hurdacıya...
Sağolsun; Şantiye Şefi Mimar Mühendis Murat Özel,
çıkan eserlerin hurdacıya verildiğini
söylemeseydi, onu da öğrenemeyecektik!..
Prangalar, penseler, metal şişeler ve atların koşu takımları
hurdacıya, insan kemikleri de çöpe...
Eğer bu eserler, herhangi bir Avrupa ülkesinde
bulunsaydı, kendi uydurdukları birkaç parçayı da ekleyip
burayı turizme açarlardı...
Nitekim, Macaristanda böyle
bir hapishane hücresini
ziyaret etmiştik...
Rehberin anlattığı öyküyü de
dinlemiştik...
Samsunda da böyle bir hapishane hücresi
yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmez miydi?..
Tarihçi Baki Sarısakal, uyarmasaydı
neyse diyecektim...
Ama, tarihi eserlerin hurdacıya satıldığını öğrenince Neyse diyemiyorum...
Böyle tarihi eserleri, 2 bardak, 1 çanağa
tercih eden anlayışa yazık!..
Adında, Koruma ve Danışma
gibi sözcükler bulunan kuruluşların
görevlerini şimdi daha iyi anlıyorum...
Koruma yazıyor ya!..