Rus Büyükelçisi Karlov'un

kalleşçe katledilmesinin
arka planındaki
gerçeği kavrayabilmek
için geçmişe
bakmak gerekir...
Bu suikastte,
ilk önce
akıllara gelen örgüt, neden FETÖ
olmuştur?..
O polis;
memleketinde
örgüt dershanesine
gitmiş,
polis meslek okulunda
"abi"
konumunda bulunmuş ve
soru çalma soruşturmasında da
bir süre açığa alınmıştı...
Aynı polis, devlette tüm izinler kaldırıldığı
halde,
örgüt üyeliğinden tutuklanan müdüründen
16 Temmuz'da izin alıp;
darbe girişiminin
tozu dumana kattığı
dönemde, Ankara'ya
gitmiştir...
Bütün bunlar bir yana
FETÖ'nün, Rusya ve İran
ilişkilerini de gözden
geçirip, ABD ile karşılıklı hayranlığına
bakınca; işaretler
bu yönü göstermiştir...
ABD; Türkiye, Rusya ve İran'ın
yer aldığı Suriye masasında
dışlanmıştır ve bundan da
rahatsız olmuştur...
FETÖ'nün de geçmişten Rusya'ya karşı
müthiş bir öfkesi bilinmektedir...
2001 yılında FETÖ okullarını
mercek altına alan
Rusya Federal Güvenlik Servisi,
2006 yılının
şubat ayında
ülkenin pek çok bölgesinde, bu okulları tasfiye etmiştir...
Rusya, açıkça FETÖ'nün
ABD'ye hizmet eden bir yapılanma
olduğunu belirlemişti...
Rusya'nın 10 yıl önce gördüğü
bu tehlikeyi
Türkiye; Ergenekon ve Balyoz gibi
kumpas davalarda değil,
7 Şubat 2012'de
MİT Başkanı Hakan Fidan'ın
gözaltına alınması girişiminde
net biçimde görebilmişti...
17-25
Aralık 2014'teki
hukuk,
15 Temmuz 2016'daki
askeri darbe
girişimi ile de
FETÖ'nün kimin taşeronu olduğu
netleşmişti...
Gelelim FETÖ-İran ilişkisine...
Zaman Gazetesi'nin
İsrail iddiası, "MİT Başkanı Fidan'ın
İran Ajanı"
iftiralarına
çanak tutması
ve İran aleyhtarlığını
içeren
haberlere
genişçe yer vermesinin
nedeni, İran Hükümeti'nin
okul açılmasına asla izin vermemesiydi...
İran, gerekçe olarak
Gülen'in de
ABD Ajanı olduğunu
iddia etmişti...
Hatırlanacağı gibi Ayetullah Hamanei,
darbe girişiminin
ABD'nin planı ve yardımıyla
gerçekleştiğine de
dikkat çekmişti...
ABD- FETÖ ilişkileri
bu kadar net iken,
ABD'nin rahatsız olduğu bir görüşmenin
arifesinde
bu saldırının
gerçekleştirilmesi;
kuvvetle FETÖ'yü
şüpheli hale getirmiştir...
Hain saldırıyı, üzerinden
saatler geçtikten sonra;
El- Nusra örgütü
üstlenmiştir...
Yani, ABD'ye terör listesinden
çıkmak için yalakalık
yapan
bir taşeron örgüt...
Bu hamle,
FETÖ'yü
aklamak adına
bir dezenformasyon
kirliliği yaratmak için miydi?..
Zaten bu açıklamaların ardından,
Rusya Devlet Başkanı
Putin, "Suikastin arkasında
kimin olduğunu söylemek için
henüz erken" demiş,
bir anlamda suyu bulandırıp,
delil karartmaya
çalışanlara fırsat vermemişti...
Aslında işin özü;
olayı üstlenen
örgüt değil,
dünyanın her yerinde
maşa kullanan elin,
Türkiye'de giriştiği
hain saldırı
sonrasında suçüstü yapılacak
olmasıdır...