Kim hangi partiden milletvekili seçilirse seçilsin, milletvekilliği dokunulmazlığı bütün milletvekillerinin en tabi hakkıdır ve bu hak sonuna kadar kullanılmalıdır. Ama hiçbir milletvekilinin de bu hakkı sonuna kadar istismar etme hakkı yoktur. Eğer bir milletvekili milletvekilliği dokunulmazlığını sonuna kadar istismar ederse,bütün hukuki sonuçlarına da katlanmak zorundadır.Hiçbir hukuk devleti, hiçbir hukuksuzluğa açık kapı bırakamaz.Hukuk karşısında eşitlik kimseyi rahatsız etmemelidir.Vatandaşa uygulanan hukukun ,kural dışına çıkan milletvekillerine de uygulanmasına kimse kıyameti koparmamalıdır.

Hukukun temel kavramlarını bilmek için hukukçu ya da hukuk profesörü olmaya gerek yoktur.Herkes hukuk karşısında neyin suç ,neyin suç oluşturmayacağını az çok bilir ve bilmek zorundadır.Çok iyi biliyoruz ki, ülkemizde PKK kanlı terör örgütü ilk kanlı eylemini 15 Ağustos 1984 yılında Eruh'ta gerçekleştirdi.Hiç şüphesiz Türkiye'nin başına bela olan bu terör örgütü içimizden ve dışımızdan ciddi destek almamış olmasaydı ,çoktan tarihin tozlu sayfalarına gömülür giderdi... Ne yazık ki bu kanlı terör örgütünü içimizden aklımızla alay eden bazı milletvekillerinin de açık açık desteklediğini sıradan vatandaşlar olarak görüyor ve biliyoruz.Bizim bildiklerimizi devletin hafızasının bilmemesi ve görmemesi mümkün değildir.Her fırsatta terör örgütü destekçiliği yapan ve terör örgütü mensuplarıyla bir araya gelen ve devlete bölücü hainlerle birlikte adeta kafa tutan bu milletvekillerine hiç kimsenin tahammülü kalmadığı gibi hukukun da bunlar milletvekili diyerek müsaade etmesi daha fazla beklenemezdi.Bu yüzden daha önce TBMM tarafından dokunulmazlıkları kaldırılan ve ifade vermeye gitmeyi reddeden HDP'li bazı milletvekilleri gözaltına alınarak tutuklanmışlardır.Bu tutuklanmaları bir hukuksuzluk olarak ifade etmeye kimsenin hakkı yoktur.Asıl hukuksuzluk, bu süreci geciktirmektir. Çünkü Güneydoğu'da PKK terörü sonucunda verdiğimiz her şehidimizin tertemiz kanında maalesef bu milletvekillerinde ağır vebali vardır.Askerimizi ,polisimizi ,korucumuzu ve sivil vatandaşlarımızı şehit eden PKK'lı hainlerin cenazelerine katılan HDP'li milletvekilleri her defasında şehitlerimizin kemiklerini sızlatmışlardır.Hiçbir milletvekili terör örgütüne kalkan olamaz ve olmamalıdır.Bunları yapan milletvekillerinin yargıya hesap vermesinden kimse gocunmasın.Ülkesi ve milleti için canını feda eden fedakar şehitlerini görmezden gelen ama onların sayesinde milletvekilliği nimetlerinden faydalanıp PKK destekçiliği yapan milletvekillerinin olduğu bir Türkiye'de, kim nasıl şehitlerimizin yüzüne bakabilirdi? HDP / PKK ilişkisini kimse görmezden gelemez.Siyasetçilerin de hukuka uyması şarttır.

Biz ülkemizde ;PKK terörünü de, PKK yandaşlığını da, bu yandaşlığa göz yuman siyaseti de hukuken bunlara sağlanan dokunulmazlığı da ne içimize sindiriyor ne de kabul ediyoruz.Milletvekili milletin vekilliğini yapmalı,terörün ve teröristin destekçisi olmamalıdır.Bütün mevcut yasalar ve mevcut Anayasa sadece vatandaşları değil bütün seçilmişleri de bağlamalıdır.Teröre destek verenler Meclis çatısı altına nasıl girebiliyor anlamak mümkün değil.