n
n n Ülkemizde herkesi ilgilendiren eğitimin sevk ve idaresinden sorumlu kişisi Sn. Milli Eğitim Bakanı’dır.
n n Eğitim kurumlarının asıl müşterileri öğrenciler olsa bile verdikleri hizmet / eğitim, toplumun her kesimini ilgilendirir. Bu nedenledir ki, eğitimle ilgilenmek herkesin hakkı olduğu kadar aynı zamanda da herkesin görevidir. Bunun dini sorumluluğu yanında insani sorumluluğu vardır.
n n Bu durumu ve sorumluluğu gözönünde bulunduracak ve bunu hissedecek Sn. okuyucularımızdan da ilgi ve katkı beklemek hakkımız olur.
n n Eğitimin müşterilerinin yalnız çocuklar değil, herkes olduğunu ifade ettik.
n n Eğitilen çocuk gelecekte annesini, babasını, kardeşlerini , uzak ve yakın komşularını, akrabalarını, arkadaşlarını, mahallelisini, çalışacağı ya da yöneteceği kurumunu ve çalışanlarını, yaşadığı yere gelen yabancıları ( hangi dine ve ırka mensup olurlarsa olsunlar), ülkesini ve dünya insanlığını ilgilendirir.
n n Milli Eğitim Bakanı’ndan beklentilerimiz bir okul ya da birkaç bin öğrenci adına değildir.
n n Eğitimin sorunları, doğru yerde ve doğru zamanda çözülmezse gelecekte büyük olumsuzluklarla karşılaşılır. Bunun için de mevcut durumun gelecekteki hedeflere uygun bir şekilde dizayn edilme zorunluluğu vardır.
n n Eğitimimizle ilgili son 15 yılda yapılan bazı değişiklikler, İkinci Meşrutiyet sonrası dönemi hatırlatmaktadır.
n n Bilindiği gibi İkinci Meşrutiyet in ilan edildiği Temmuz 1908 tarihinden Nisan 1909 tarihine kadar geçen 10 ay içinde yedi Maarif Nazırı( Eğitim Bakanı) değişmiştir.
n n Bunlardan 8 ay 19 gün görevde kalmış Nail Bey, “ Devr-i sabıktan kalan teşkilatı, içinde levha bulunmayan köhne bir çerçeveye benzer, MATLUBA HİZMET EDEMEZ” demiştir.
n n Biz, bu cümlenin son üç kelimesiyle bir soru yapalım:
n n Eğitimimiz, “matluba hizmet edebilmekte midir?”
n n Beklentilerimize bu soru ile başlayacağız. Amacımız, iyiyi ve güzeli ortaya koymak ve paylaşmaktır.
n n Selam ve sevgi ile…
n n
n n
n