Peygamberimiz(sav)'in doğum yıldönümü Müslümanlar için sevinç ve bayram günleridir. Müslümanların bu günü yediden yetmişe hepsi sever ve gereğini de yerine getirmekten kaçınmazlar.

Bu yılın Mevlid-i Nebi kutlama programlarından Canik Milli Eğitim Müdürlüğü ile Canik Müftülüğünün bir nevi ortak programı olarak kabul ettiğim Yavuz Selim Gülbahar Hatun Anaokulu'nun Mevlid-i Nebi programını izledik.

Anaokulu'nun yönetimi Canik MİLLİ Eğitim Müdürlüğünün, yalnız Diyanet'in ilgili yönetmeliği gereği isteğe bağlı olarak müftülük personeli görevlendirmiş bulunmaktadır. Mevlid-i Nebi kutlama programı okul müdiresi Sayın Mihrican Önder ve MD. Yrd.cısı Sayın Ayşe Nur hanımefendinin yönetiminde gerçekleştirilmiştir.

Program sunuculuğu ise fahri hocalardan Şüle Yüksel Hanımefendi tarafından gerçekleştirilmiştir.

Bu kadar ayrıntı gerekir mi? Evet, gerekir. Bunun nedeni ise biraz sonra anlaşılacaktır.

Her şeyden önce program çok güzeldi. Hatta denebilir ki, miniklerin seviyelerinin üzerindeydi.

Programa iştirak edip Kur'an-ı Kerim okuyan, ney çalan Canik müftülük murakıpları ve hatta dışardan gelip kanun çalan gönüllü idiler. Onları bir kez daha kutluyorum.

Şimdi asıl ayrıntıya geliyoruz. Sunucu Şule Hanım sunuş metnindeki bir ifadeye dikkat çekmek istiyoruz:

Diyor ki: 'Yüce yaratıcının gönderdiği en güzel insan, en son rahmet peygamberi, insanlığın kurtuluşu, Allah'ın habibi müjdeleyicimiz, efendimiz Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa(sav)'in dünyaya teşrifleri vesilesiyle Gülbahar Hatun Anaokulu MANEVİ EĞİTİM SINIFLARI olarak hazırlamış olduğumuz Mevlid Kandili Programına hoşgeldiniz.'

Burada dikkatimizi çekmesi gereken ayrıntı, Mevlid-i Nebi programını hazırlayan sınıflara verilen addır.

Böyle bir adlandırmanın mefhum-u muhalifinden öküz altında buzağı arayanlar çıkabilir.

Bu tanımlamanın gözden geçirilmesinin gereğine inanıyor ve bir takım kavramların yalnız Diyanet'in programlarına değil, Milli Eğitim Bakanlığının da programlarına girmelidir.

Din eğitimi ve öğretimi ile ilgili savunduğumuz tezlerimizden biri de din eğitiminin ve öğretiminin anaokullarında verilmesinin gereğidir. Bunu yalnız Diyanet'in sınıflarında değil, tüm sınıflarda görmek istiyoruz. Bu, dini ve sosyolojik bir gerçekliktir.

Miniklerin kutlama programlarına katkı sağlayan herkes takdire şayan olduğunu düşünüyorum. Okul yönetimini , öğretmenlerini, öğrenci ve velilerini kutluyorum. Selam ve dua ile…[email protected]