Bir şiirine, 'Selam vermek Sünnet, alması farzdır.

Cümleden Selamun Aleyküm' diyen Ozan Arif'i Cumartesi günü ender rastlanan Büyük Cami'nin izdihama varan cemaati ile Allah'a, Allah'ın rahmet ve merhametine uğurlamıştık.

Ozan Arif bir sohbetinde, 'ben ülkücüyüm' diyor ve ekliyor:

'Ülkücü demek vatanını, milletini, bayrağını, dinini ve devletini sevmek demektir' demiştir.

Ve yine, ' Türk milliyetçisiyim. Türk milliyetçiliğim Mussolini, Hitler ve Franko milliyetçiliği değildir. Benim milliyetçiliğim Hadisde sübut bulmuş kavmimi sevmekten ibarettir' demiştir. Hadis-i Şerif'te de ifade edildiği gibi hepimiz 'İslam'ın çocuğuyuz.'

Ozan Arif küfre saldırırken, küfre karşı savunurken ve dost kabul ettiği dava arkadaşlarını eleştirirken de üslubundaki öfkeyi hiç bırakmazdı.

O sanki onunla doğdu ve onunla yaşamıştır. Sanki ümmetin küfre karşı savunma öfkesinin tamamı ona verilmişti. Sanatkarlar bütün değerleriyle milletinin ortak malıdırlar.

Genç yaşından itibaren her şeyi yüklenmiş gibiydi. Hayal dünyasına yerleştirdiği Turan ülkesini daha ilk adımda sınırlarını somutlaştırdığını görürüz:

O, Turan şiirinde,' Kırım'dan Hazar'a, Azerbaycan'dan Kerkük'e yürüyerek orada bulunan kardeşlerinin yaralarını sarıp Musul'da sazına ayar verip çalmak ister.'

Musul'da durmaz ve oradan Yeşil Tuna'ya abdest için yolculuğa çıkar. Ama O'nun asıl ideali o abdestle Çin Seddine varıp sabah namazını kılıp Turan ülkesinin sınırlarını tamamlamaktır.

'Bunları göremez ve yapamazsam ona yanarım' diyor.

Merhum Arif devletini ve devlete hizmeti seven Müslüman bir Türk milliyetçisiydi. ' Devlete hizmetin cezasız' olmadığını bile bile yani devlete rağmen devletçi olan bir sanatkardı.

O, bu serzenişini şöyle ifade etmişti:

'Bu devlete hizmet cezasız kalmaz. / Bugün kahramansız, yarın hainsin / Gerçek hainlere hiçbir şey olmaz. / Bu devlete hizmet cezasız kalmaz.

Hizmeti cezaya çeviren şerler, / Milleti kandırır her haltı yerler.'

Görüldüğü gibi edası ve sesi gibi yanlışlara karşı kelimeleri de öfkeli.

Cahit Sıtkı Tarancı'nın ifadesiyle; ' N'eylersin ölüm herkesin başında./ Uyudun uyanamadın olacak. / Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?/ Bir namazlık saltanatın olacak. / Taht misali o musalla taşında.'

Ve son sözü yine O'NA BIRAKALIM: ' Yalan dünya işte senden,/ Aha geldim, gidiyorum. Kalanlara selam benden,/ Aha geldim, gidiyorum. / Arif der ki: bunca yıl ay Geldi geçti./ vay dünya vay!/ Yaşamaksa yaşadım say, / Aha geldim, gidiyorum./ MEKANIN CENNET OLSUN. Günahların varsa Rabbim (sizinkini de bizimkini de) sevaba tebdil eylesin.

Cenazene ambargo koyanlara yakışmadı diyerek rahmetler diliyorum..

[email protected]