NATO'nun tatbikatında Türkiye'nin en üst düzey yöneticilerinin hedef olarak gösterilme skandalı, hepimizi tedirgin etmiştir.

Oysa tarih okuyanlar ya da hafızalarını kaybetmemiş olanlar bilmişlerdir ki, ABD'nin güdümündeki NATO'DA bu ve buna benzer küstahlıklar, her zaman olmuştur ve de olacaktır.

Nasıl mı?

1974 Kıbrıs Harekatı sonrasında ambargoyu hatırlayınız.

SSCB (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği) dağıldığında NATO'nun düşman rengi kızıl iken İslamiyeti temsil anlamında bir anda YEŞİL oluvermiştir.

Bizler Suriye'nin muhtemel füze saldırısına karşı kendimizi koruma tedbirleri alırken, onlar başta Almanya olmak üzere bu savunma sistemlerini geri çekmişlerdir.

Ve daha birçok olumsuz örnekler…

Ve şimdi de bu skandal ya da terbiyesizlik.

Merhum Akif'in dizeleriyle ifade edersek;

' Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
'Tarih'i 'tekerrür' diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?'

Daha gerilere gidersek durum yine değişmeyecektir.

1856 Paris Antlaşmasında Avrupa devletleri Osmanlı Devleti'ni Avrupa Devleti' kabul ederek toprak bütünlüğünü güya garanti altına aldıklarına dair imza atmışlardı.

Ama ilk önce bu antlaşmayı bozanlar da onlar olmuşlardır.

Ebu Cehil'den beri bunların soyları böyle devam edegelmiştir.

Bundan sonra da böyle devam edeceklerdir. Bunların özürlerinin konjonktürel olduğunu biliyoruz. Selam ve sevgi ile…