'Öğretmen yalvarmaz,

öğretmen boyun eğmez,

öğretmen el açmaz,

öğretmen ders verir…Fakir Baykurt'

Bütün darbelerin hedefinde öğretmenler var .

12 Mart ve 12 Eylül'de olduğu gibi 15 Temmuz'un faturası da eğitimcilere kesiliyor.

FETÖ üyesi olduğu gerekçesiyle meslekten ihraç edilen öğretmenlerin ardından, Milli Eğitim Bakanlığı, çoğu Eğitim Sen üyesi 11 bin 500 öğretmeni daha açığa aldı.

Bu öğretmenlerin çoğu 10 Ekim Ankara patlamasında arkadaşlarının ölümüne tepki gösterdikleri, savaşa karşı barış talep ettikleri ve sendikalarının çağrısı üzerine uyarı eylemleri yaptıkları için açığa alındı.

Diyarbakır'da yasadışı örgütle ilişkili olmakla suçlanarak açığa alınan 4 bin 313 öğretmenin listesinin, 19 Ağustos'ta FETÖ'den tutuklanan Milli Eğitimden sorumlu eski Vali Yardımcısı Remzi Kattaş tarafından hazırlandığı tespit edildi.

Kurt dumanlı havayı sever, derler.

Yapılanlar iki biçimde açıklanabilir: Birincisi,'hazır icraatlarımız hukuksal ve siyasal denetimin dışında,fırsat bu fırsat,bütün muhaliflerimizden kurtulalım !'köylü kurnazlığı;ikincisi ise,FETÖ üyesi, sırtını siyasilere dayamış kimi bürokratların 'sapla samanı karıştırıp' aradan sıyrılma mantığıdır.

Her iki durum da sonuçları itibariyle tehlikeli.Çünkü,her darbe sonunda öğretmenler mağdur edilirken,en büyük darbeyi eğitim sistemimiz alıyor;ortaya çıkan boşluğu gerici,tutucu,tarikatçı kadrolar doldurduğu için bugün yaşamak zorunda kaldığımız sorunlarla boğuşuyoruz.

Bugün dünün bakiyesidir aslında.

Köy enstitülerini kapatmayla başlayıp eğitimde neoliberal politikaları egemen kılanların sayesinde 20.yüzyılı kaybettik. Aydınlıktan ,bilimden,sanattan,emek ve demokrasiden yana olan öğretmenlerimize kıyarak ülkemizin yarınlarını da mahvetmeyelim…

Elbette, bu karanlık dağılır sonunda,çekilen sıkıntılar biter.Geriye ülkemin cefakar öğretmenlerinin acıları,okullarda öğretmensiz çocukların umutları,zaten geri bırakılmış ülkemin geleceği dünden karartılmış yarınları kalır…

Öğretmenime dokunma!..