Fırıncı kendisinden önce başkaları için ekmek üretir.

Yazar da öncelikle kendisi için değil, okuyucu için yazar.

Yayımlansın yayımlanmasın, insanlar 'yazmış olmaları için ' yazmazlar.

Ekonomik ya da hizmet üreticileri üretimlerini, 'müşteri memnuniyeti' üzerine bina ederlerken, yazarlar da doğru bildikleri şeyleri yazarlar ya da yazmak durumundadırlar.

Peki, patron ya da cep memnuniyeti için yazan yok mudur? Elbette vardır ve de görmekteyiz.

Nitekim 28 Şubat sürecinde dönemin Türkiye'sindeki anılarını yazan bir Amerikalı gazetecinin bazı gazetecilerimiz için, ' bir hayat kadını fiyatıyla, Türkiye'deki gazetecilere istediğinizi yazdırabilirsiniz' ifadeleri hala kulaklarımızdadır. Her mesleğin böyle defolusu olabilir.

Ama biz diyoruz ki, bizi okusa da okumasa da, doğrularımıza inansa da inanmasa da her insan; insan olması hasebiyle onurludur , şereflidir. İslam, hakaret amacıyla inanmayan kafire, 'kafir ' demeyi yasaklamıştır. İslam, insanın onuruna bu kadar önem vermektedir.

Yazdıklarımızı benimseyen ya da benimsemeyen okuyucularımız vardır.

Bunlar bazen katkı için( olumlu- olumsuz) görüşlerini bildirirler. Böyle okuyucularımıza saygı ve teşekkür borçluyuz.

Hassas kuyucularımdan bir eğitimci ,'Müslümanlar siyasetle uğraşmamalı' diyor.

Bilindiği gibi siyaset bizde yalan, siyasetçi ise yalancı olarak algılanagelmiştir.

Bunun iki nedeni vardır: Birincisi, İslam doğruluğu emreder. Siyaset yalan- dolanla yürümektedir. İyi niyet olarak öyle ise Müslüman bu bataklığa girmemelidir.

İkincisi ise, böyle diyerek İslamı yaşayanları bu alandan uzaklaştırıp(kötü niyetin ürünü olarak) kendi yandaşlarıyla baş başa kalacak ortamları oluşturma gayretleridir. Tıpkı bazı laiklerin, 'Allah'ın hükümlerini insanlara bulaştırıp kirletmek istememe' söylemleri gibi.

Siyaset, devlet ve memleket yönetme sanatıdır. Müslümanların bu sanattan uzak kalmaları, kendilerinin ve diğer insanların yararına mı, yoksa zararına mıdır?

Aslında bu çok ciddi bir sorudur. Çünkü devlet ve memleket yönetme işi yalnız Müslümanların değil, tüm insanlığın ortak sorunudur. Müslümanlar, insanlığı ve kendilerini doğrudan ilgilendiren bu ortak soruna karşı ilgisiz kalabilirler mi? Bir insan ve Müslüman olarak siyasete ilgisiz kalınabilir mi? Bu konuda İslamın temel ilkeleri ve tarih ne diyor? Bunları inşallah yarın cevaplandırmaya çalışalım. Selam ve sevgi ile