Merhum Mehmet Akif Ersoy, yeni bir Türkiye inşa etme iddiasındaki nesiller tarafından yeniden okunup anlaşılması gereken en önemli şahsiyetlerden birisidir.

Çünkü Akif hem Osmanlı'nın sonunu ve hem de Osmanlı'dan sonra kurulmuş TC.'nin ilk çeyrek asrını yaşamıştır.

Osmanlı'nın son, TC'nin ilk dönemlerini yaşamış bir düşünürdür.

O'ndan ders alınması gerekli bir öğretmendir.

Tarihin 'tekerrür ettiği' bir dönemi yaşıyoruz.

Osmanlı'nın son dönemini hazırlayan şartların geriye dönüş sinyalleri verilmektedir. Anlaşılan odur ki, 'İBRET' almadık ve alamıyoruz.

Akif'i anmak demek resmileştirilen ritüellerin tekrarı demek değildir.

Müslümanlar Akif'in(ASIMIN) neslinden söz ettiler, vakıflarında, derneklerinde ve partilerinde bu paralelde şiirler okudular ve nutuklar çektiler ama model bir gençlik ortaya koyamadılar.

Muhalefette de iktidarda da sadece şiirlerini okudular, ölümünün ve İstiklal Marşı'nın kabul ediliş yıldönümlerinde nutuklar çektiler, politik amaçları için harç yaptılar ama hiçbir zaman ne nutuklarını ve ne de şiirlerini eyleme dönüştüremediler.

'İmandır o cevher ki, İlahi, ne büyüktür…

İmansız olan paslı yürek sinede yüktür!

……………………………………………………………

Allah'a dayan sa'ye sarıl, hikmete ram ol;

Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol…

Diyen Akif'i dinleyen ve de uygulayan yok. Ve geldiğimiz nokta koca bir uçurumun kenarı.

Anlamını bilmeden güzel sesi ile Kur'an okuyan hafızlar gibi şiir okuma tekniğini sesimizle birleştirerek Akif'in ruhunu şad etmeye çalıştık.

Birbirimizi acaip kandırıyoruz. Ve de resmi ve sivil olarak acaip kandırmaya devam ediyoruz

Allah bizleri Akif'in affettiklerinden eylesin diye dua edelim…

Selam ve sevgi ile…