OMÜ'de iki dönemdir rektörlük görevini yürüten Sayın Prof. Dr. Hüseyin AKAN Hocanın görevi Mayıs ya da Haziran 2016'da sona erip yapılacak seçimle bir başka ilim adamımıza devretmiş olacaktır.
OMÜ, Türkiye'nin sayılı üniversitelerinden biri olup Sayın Akan'dan önceki yönetimler döneminde ideolojik saplantıların yönlendirmelerine maruz kalmış ve yüzlerce akademisyen; millete maloluşlarına ve çocuklarının perişaniyetine bakılmaksızın sokağa atılarak, manen hem ilim ve hem de ilim adamları katledilmişlerdir.
Sayın Akan Hoca geldiğinde ideolojik gruplarda tedirginlik, mağdur edilenlerde de kısmen intikam duyguları egemendi.
Bunların hiçbiri olmadı. Daha doğrusu yönetim buna izin vermeyerek, insanlık dersi verdi.
İdeolojik saplantı ve yönlendirmelerden uzak, kavgasız- gürültüsüz bir huzur ortamı oluşturuldu.
Peki, bu arada hiç hata olmadı mı? Olabilir.
Peygamberler hariç, İnsanın olduğu her yerde mutlaka eksiklikler ve yanlışlar vardır. Sayın Akan ne bir peygamber ve ne de masumiyetine inanılan bir Ayetullah olduğunu iddia etmektedir.
Bundan sonra aynı huzur ortamını kim sağlayacaktır?
Büyük bir kısmı Sayın Akan'ın yakın çalışma arkadaşlarından oluşan bir düzineye yakın ilim adamımız, Rektörlüğe aday olmuş bulunmaktadır.
Aday olmak demek, ' ben de bu üniversiteyi en iyi yönetebilirim' demektir. Tüm adayları bu anlamda kutluyorum. Başarılar diliyorum.
Bu durum bir özgüven meselesidir. 'Ben de varım' demektir.
Ama adaylardan yalnız biri rektör olacaktır.
Sayın Akan Hocanın şimdiye kadar gerek OMÜ'de ve gerekse YÖK toplantılarında sergilemiş olduğu performans ve kişiliğin, YÖK ve Külliye'ce Rektör tayininde etkili olacağını düşünüyoruz.
Aslında bu kadar kişinin kendi çevresinden aday çıkması ve başka çevrelerden çıkmaması , zımnen Sayın Akan'ın icraatlarının OMÜ camiasında kabul gördüğünü gösterir.
Bu konuda Samsunluların arzusu; birbirlerinden değerli bu ilim adamlarımızın birleşmesi ve adaylık süreçlerinde birbirlerine leke sürmeden rektörlük yarışını 'hayırda yarışmaya' dönüştürmeleridir.
Selam ve sevgi ile…
