OMÜ Rektörü Prof. Dr. Sayın Hüseyin Akan Hoca Terme Meslek Yüksekokulu öğrencilerine yönelik yapmış olduğu konuşmada onlara şöyle demiştir:
“Size ilk nasihatim, yalan söylemeyin, ikincisi emin birisi olun, üçüncü olarak da yaptığınız ne iş olursa olsun işinizi ciddiye alın ve iyi yapın. İşinizi ciddiye alıyorsanız kendinizi de ciddiye alıyorsunuz demektir…”
Sayın Akan Hocanın zanaatkar olacak gençlerimize bu üç öğüdünü okurken aklıma Ahilik örgütü gelmiştir. Bilindiği gibi bu örgüt sanayi devrimine kadar dünyada dudak ısırtacak kadar zanaatkar yetiştirmiştir.
Sülemi Fütüvvetnamesi’nde doğruluk öğüdü ile ilgili şu ifadeler vardır:
“Kulun nefsi için şu beş şeyi muhafaza etmesi ve hiçbirini bırakmamasıdır: Bu beş şey, emaneti korumak, doğru olmak, sabırlı olmak, salih(doğru-dürüst) kardeş olmak,gizliyi ıslah etmektir.”
Aynı eserin bir başka yerinde yine doğrulukla ilgili şu ifadeler vardır:
“Herhalde doğru olmaktır.
Bir adam Peygamber(sav)’e geldi ve dedi ki: “Ya Resulellah, bana İslamdan öyle bir amel söyle ki, artık senden sonra kimseden onu sormayayım.”
Allah Resulü buyurdu ki:
“Allah’a inandım de sonra dosdoğru ol.”
Yine aynı eserin bir başka yerinde Ahi zanaatkarın özellikleri verilirken şöyle denilmektedir:
“Doğru sözlü olmak, emaneti ödemektir.”
Peygamberimiz (sav); “ Dört şey vardır ki, bunlar sende olursa dünyada kaybettiğinin önemi yoktur. Emaneti koruma, doğru söyleme, güzel huy ve helal kazançtır.” Buyurmuştur.
Rektör Sayın Akan Hocanın bu öğütlerinin köklerinin kültürümüzün derinliklerinden çekilip bir değer manzumesi olarak 21.yüzyılın modern zanaatkarlarına aktarılmasını önemsiyoruz.
Zanaatkarlarımızda hepimizin istediği şey de, “eminlikten, doğruluktan ve işlerini ciddi yapmaktan” başka bir şey değildir. Sanayideki zanaatkarlardan da hep bunları istemiyor muyuz?Selam ve sevgi ile…