Bu “hangisini tercih edersiniz” sorgulaması değildir; hangisinin olabileceğine ışık tutma çabasıdır. Gündemde iki proje var; ya da bir proje ve bir de henüz ön projesi bile olmayan bir hayal söylem. Samsun-Ankara otoyolu ve Samsun-Ankara hızlı tren hattı. Birincisi bütün detaylarıyla çalışılmış bir proje diğeri ise sadece zaman zaman dillendirilen bir söylem, özellikle de seçim dönemlerinde seçmenin ağzına çalınan bir parmak sanal bal!

Geçen hafta içinde Samsun Bütünşehir(Büyükşehir) Belediye Başkanı Sayın Yusuf Ziya Yılmaz’ın aslına uygun olarak yenilenen (restore edilen) Çakallı Han tanıtım gezisine katılmış ve Çakallı Han’ı yazmıştım. Başkan Yılmaz, bizlere sadece Çakallı Han’ı anlatmadı, gidişte son günlerin en önemli sorunu olan su sıkıntısını ve çözüm bulmak için yaptıkları çalışmaları, Samsun-Çakallı yolundaki ışıklandırmaları ve bunun kentin güney aksına yapacağı katkıyı aktardı. Dönüşteki konu ise ulaşımdı.

Davetlilerden birisi galiba Fatih Temiz “doğu çevre yolunu” sordu. Başkan Yılmaz, konuya “Ankara’nın 2023 projelerinden birisi olduğunu ve üzerinde büyük bir titizlikle durulduğunu” ifade ettiği Samsun-Ankara otoyolunu anlatarak girdi. Başkan Yılmaz’ın aktardıklarına göre çalışmalar çok hızlı ilerliyor, 2015’te ihale sürecine geçilmesi sürpriz olmaz. Projeye göre Samsun doğu çevre yolu bizim sandığımız gibi Canik-Kutlukent-Tekkeköy hattından geçmeyecek muhtemelen Asarcık altından geçerek Akçay’da Samsun-Ordu yoluna bağlanacak. Kutlukent, Tekkeköy, Çarşamba ve Terme’ye de dikey yollarla bağlanacak.

Sayın Yılmaz’ın verdiği bilgilere göre planlanan yolun üç kritik kavşağı var: Birincisi Merzifon-Çeltek, diğeri Yozgat yolunun bağlantı noktası üçüncüsü ise Elmadağ’daki Kayseri-Malatya-Elazığ- Diyarbakır kısacası doğu yolunun bağlantı noktası. Yol “finans sorununa katkı sağlamak amacıyla” muhtemelen paralı olacak.

Başkan Yılmaz’ın bir karayolu uzmanı olarak verdiği bu bilgi, beni ister istemez bir başka yol haberine, hızlı tren müjdesine ve başlıktaki soruyu sormaya götürdü. Bir tarafta üzerinde uzun uzun çalışılmış ve ihale safhasına gelinmiş bir proje ve diğer tarafta hükümet programında sekiz kelimeyle yer almış bir vaat var. Birinin hem yapım süresi çok kısa hem de maliyeti öbürüne oranla çok düşük.

Türkiye, kaynakları kıt ihtiyaçları fazla bir ülkedir. Bu iki yolun aynı anda ve birarada olması; en azından kısa vadede söz konusu değil. Siz ne dersiniz, böyle bir ortamda bu projelerden hangisi gerçekleşecek, hangisi daha uzun süre bir boş laf olarak ortalarda dolaşacak?